Ahmet Ferit Tek | |
---|---|
Türkiye İçişleri Bakanı | |
Görev süresi 30 Ekim 1923 - 21 Mayıs 1924 | |
Başbakan | İsmet İnönü |
Yerine geldiği | Ali Fethi Okyar |
Yerine gelen | Cemil Uybadın |
TBMM Maliye Vekili | |
Görev süresi 17 Temmuz 1920 - 19 Mayıs 1921 | |
TBMM Reisi | Mustafa Kemal Atatürk |
Yerine geldiği | Hakkı Behiç Bayiç |
Yerine gelen | Hasan Saka |
Türkiye Büyük Millet Meclisi 1. ve 2. Dönem Milletvekili | |
Görev süresi 23 Nisan 1920 - 26 Haziran 1927 | |
Seçim bölgesi | 1920 – İstanbul 1923 – Kütahya |
Meclis-i Mebûsan 3. ve 6. Dönem Mebusu | |
Görev süresi 12 Ocak 1920 - 18 Mart 1920 | |
Seçim bölgesi | 1919 – İstanbul |
Görev süresi 17 Aralık 1908 - 18 Ocak 1912 | |
Seçim bölgesi | 1908 – Kütahya |
Kişisel bilgiler | |
Doğum | Ahmed Ferid 7 Mart 1878 Bursa, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm | 25 Kasım 1971 (93 yaşında) İstanbul, Türkiye |
Defin yeri | Sahrayıcedid Mezarlığı, İstanbul |
Partisi | Cumhuriyet Halk Partisi |
Bitirdiği okul | Kuleli Askeri İdadisi Harp Okulu |
Mesleği | Asker, Siyasetçi, Diplomat |
Ahmet Ferit Tek (7 Mart 1878, Bursa - 25 Kasım 1971, İstanbul), Türk siyasetçi, diplomat, fikir adamı.
Türk Ocağı'nın kurucularından ve derneğin resmî kuruluşundan sonraki ilk genel başkanıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk İçişleri Bakanı'dır. Son Osmanlı Meclisi Mebusanı'nda, TBMM 1. Dönem ve 2. Dönem'de milletvekilliği, I. ve II. İcra Vekilleri Heyeti'nde ve 1. Hükûmet ve 2. Hükûmet'te bakanlık, sonrasında diplomatlık yaptı. Fecr-i Ati döneminin kadın yazarlarından Müfide Ferit Tek'in eşi, sanat tarihçisi Emel Esin'in babasıdır.
7 Mart 1878 tarihinde Bursa'da doğdu. İstanbullu bir aileye mensuptur. Babası Maliye muhasebecilerinden Mustafa Reşit Bey, büyük babası kadı Asım Efendi'dir. Annesi Bursalı İbrahim Ağa'nın kızı Hanife Leyla Hanım'dır.
Öğrenimine Darü'l-Feyz Mektebi'nde başladı. Gülhane Rüştiyesi'ni bitirdikten sonra asker olma isteği ile Kuleli Askeri İdadisi'ne girdi. Askeri eğitime 1894 yılında girdiği Harbiye Mektebi'nde devam etti. 1896 yılında piyade asteğmen rütbesi ile mezun oldu.
Bir sene Erkan-ı Harbiye sınıfında çalıştı. 1897 ve 1898 yıllarında meşrutiyetçi öğrencilere karşı soruşturma başlatılmıştı. Arkadaşı Yusuf Akçura'yı korumak istemesi sonucu tutuklandı. 102 gün Taşkışla'da mahkûm olduktan sonra İstanbul'dan Fizan'a sürüldü. 8 Eylül 1897'de İstanbul'dan ayrıldı, sürgün edilen diğer mahkûmlarla Şeref isimli vapurla yaptıkları bir haftalık yolculuktan sonra Trablusgarp'a vardı; onları Fizan'a götürecek yol parası temin edilemediğinden Trablusgarp'ta hapsedildiler. Bir yıl boyunca Trabulusgarp'ta zindanda kaldı. 1898 yılında affedildi ve rütbesi iade edildi. Trablusgarp Fırkası Erkan-ı Harbiye'sinde memuriyete başladı. Eşi Müfide Ferit Hanım ile Trablusgarp'ta bulunduğu sırada tanıştı.
Yusuf Akçura ile birlikte 1900 yılında Trablusgarp kıyılarından bir kayığa binerek Tunus'a ve oradan Paris'e kaçtılar. Fransa’da bir taraftan siyasi faaliyetlere devam ederken diğer taraftan Paris Siyasi İlimler Mektebi'ne (Ecole Libre des Sciences Politiques) devam ederek, 29 Haziran 1903 tarihinde okulu yedinci olarak ve onur ödülü alarak bitirdi.
Öğrenci iken, 4 Şubat 1902 tarihinde toplanan I. Jön Türk Kongresi'ne katıldı. Paris'e gelerek Versailles Lisesi'nde öğrenime başlamış olan Müfide Ferit ile 1907’de evlendi. Bu evlilikten 1914 yılında bir kızı (Emel Esin) dünyaya geldi.
1903-1908 yılları arasında kesin olarak belli olmayan bir tarihte Kazan'a gitti ve arkadaşı Yusuf Akçura'yı ziyaret etti. Ziyaretinin ardından, Türkiye’ye dönemediği için Mısır'a yerleşti. Kahire'de yayınlanan Türk gazetesinde yazılar yazdı.
II. Meşrutiyet'in ilanı üzerine 1908 yılında İstanbul'a döndü. Şura-yı Ümmet Gazetesi'nde yazılar yazdı. Mekteb-i Mülkiye'de "18. Asır Siyasi Tarihi" dersleri verdi. 1913 yılında İstanbul'dan uzaklaştırılıncaya kadar bu görevini sürdürdü. Ayrıca 1909 yılında Ahmet Rıza Bey'in teklif ettiği Meclis-i Mebusan başkatipliği görevine atandı.
Kütahya mebusu Saffet Paşa'nın istifası üzerine Kütahya mebusu seçilerek 18 Kasım 1909 tarihinde itibaren Meclis-i Mebusan'da mebus olarak yer aldı. Mecliste İttihat ve Terakki Fırkası’nı açıkça eleştirmesi, 1909 yılında partiden ihraç edilmesine neden oldu. 1912 seçimlerinde meclis dışında kaldı.
5 Temmuz 1912 tarihinde Millî Meşrutiyet Fırkası’nı kurdu. Parti kuruluşunda yer alan diğer arkadaşları Yusuf Akçura, Müderris Zühdü Bey, Mehmed Ali ve Cami Beyler idi. Partinin programında şu fikirler yer alıyordu: Türkler yüzyıllardır İmparatorluğun hudutlarında çarpıştı. Kendi illerini ihmal etmek durumunda kaldılar. Türk illerinin kalbi olan Anadolu bakımsızdır. Türklerin de kendi millî kaderlerini düşünmesi saati çalmıştır.
22 Eylül 1912 tarihinde partinin yayın organı olan İfham Gazetesini yayına çıkarmaya ve "İfham Kütüphanesi" adı altında bir dizi kitap basmaya başladı. Gazetede ateşli yazılar yazdı. Yazılarında Türklük ve İslamiyet dayanışmasına büyük önem verdi. Milliyet fikri ve milliyetçilik ülküsünü gerçeklik şuuru ile dengelemeye, her türlü siyasi düşüncenin üstünde değişmez prensip olarak yerleşmesine büyük önem vermiştir.
Türk Ocağı adlı derneğin Askeri Tıbbiyeliler arasında 1911 yılında başlayan kuruluş çalışmaları sırasında Mehmet Emin Bey (Yurdakul) başkanlığında geçici bir idare heyeti kurulmuştu. Resmî olarak 25 Mart 1912 tarihinde kurulan Türk Ocağı'nın ilk Genel Başkanı Mehmet Emin Bey oldu.
Balkan Savaşı sırasında Çatalca'daki genel karargâhta yüzbaşı rütbesiyle bir süre görev yaptı ancak Londra Antlaşması'nın imzalanması üzerine yeniden gazetesinin başına döndü. Gazete, Mahmud Şevket Paşa'nın katli hakkındaki bir haber nedeniyle 13 Haziran 1913 günü kapatıldı. Mehmet Emin, önce Sinop'a iki yıl sonra Bilecik'e sürgün edildi. Bu yıllarda en yakın arkadaşı Refik Halit (Karay) oldu. I. Dünya Savaşı, o sürgünde bulunduğu sırada patlak verdi.
Savaş sırasında bağımsızlığını kazanan Ukrayna'nın merkezi Kiev'e 1918 yılında başkonsolos tayin edildi. Bir yıl sonra ülke Bolşevik işgaline uğrayınca İstanbul'a döndü.
Bir süre Damat Ferit Paşa kabinesinde Nafia Nazırı (Bayındırlık Bakanı) olarak görev yaptı ve Maliye Nezareti'ne vekalet etti. Millî Meşrutiyet Fırkası'ndaki arkadaşlarıyla Millî Türk Fırkası adında yeni bir milliyetçi siyasi parti kurdu. 12 Ocak 1920 tarihinde toplanacak Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı'na tekrar Kütahya mebusu olarak girmek üzere seçimlerde aday oldu, İstanbul mebusu seçildi. Birkaç ay sonra meclis, işgal güçlerinin baskısıyla kapatılınca millî mücadelenin yürütüldüğü Ankara'ya geçti.
30 Mayıs 1920 tarihinde Ankara'ya geldi ve İstanbul mebusu olarak 1. TBMM'de yerini aldı. Birkaç ay sonra Maliye Bakanı oldu ancak bütçe görüşmelerinde çıkan bir anlaşmazlık sonucu diğer bakanlarla birlikte 16 Mayıs 1921 tarihinde istifa etti. 26 Ekim 1921 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından TBMM Paris temsilcisi olarak atandı, milletvekilliğinden izinli sayıldı. 1923 yılında Lozan görüşmelerine katıldı.
30 Ekim 1923 tarihinde İsmet Paşa tarafından kurulan ilk cumhuriyet kabinesinde yeni kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Dahiliye Vekili (İçişleri Bakanı) olarak yer aldı. Görevini, ikinci kabinede de sürdürdü. Bakanlığı sırasında Cumhuriyet tarihinin ilk Köy Kanununu oluşturdu. O devir Anadolu'da yaygın olan eşkıyaya karşı mücadeleye girerek asayişi temin edebildi. Dâhiliye Vekilliği sırasında gerçekleştirdiği diğer önemli icraatı ise Yüzellilikler listesini hazırlamış olmasıdır.
1924'te üç Ermeni zengininin kanun dışı bir şekilde ülkeye girmesine izin vermekten şüpheli bulundu ve tahkikata uğradı. Bu arada 28 Nisan 1924 tarihli gazetelerde, Ferit Bey'in Damat Ferid Paşa kabinesinde Nafia Naziri bulunduğu sırada Milli Hareket aleyhine 8 Temmüz 1919'da Refet Paşa'ya Vekiller Heyti adına çektiği bir şifreli telgrafa dair ifşaat çıktı. Ferit Bey çektiği telgrafın bir parola olduğunu iddia etti. Refet Paşa, Ferit Bey'in Samsun'un İngilizler tarafından işgaline imkan vermeye uğraştığını ve Milli Hareket'i kötülediğini gazetecilere etraflı bir şekilde anlattı. Bu ifşaat neticesinde Ferit Bey 21 Mayıs 1924'te istifa etti.[1]
1925 yılından sonra tamamen Hariciye'nin hizmetine girdi. 6 Mayıs 1925 tarihinde Londra’ya büyükelçi olarak atandı. İngiltere'nin Ankara Büyükelcisi Sir Percy Loraine'e göre, Bolşevik yanlısıydı. Ayrıca frsatçı ve prensipsiz biri olarak tanımladığı Tek'in eşinin Londra Büyükelçiliği'ndeki başarısında büyük bir etken olduğunu söylemektedir. Yedi yıl bu görevi sürdürdükten sonra 1932’de Varşova büyükelçiliğine atandı. Bu görevine de aralıksız yedi yıl devam etti. Bu arada 1934 yılında Soyadı Kanunu'nun çıkması ile "Tek" soyadını aldı. 1939'da merkezde görevlendirildi. Son olarak 5 Aralık 1939 tarihinde Tokyo Büyükelçiliği görevinde bulundu. Yaş haddi gelince, görev süresi bir yıl uzatıldı. 1943 yılında emekliye ayrıldı. 25 Kasım 1971 tarihinde öldü.
Ahmet Ferit Tek, Fransızca ve İngilizce bilmekteydi. İstiklal Madalyası ile Lehistan Devleti Beyaz Kartal Nişanının Büyük Kordonu'na sahipti.
Mekteb-i Mülkiye'de ders verirken okuttuğu takrirleri “Tarih-i Siyasi” (Mekteb-i Mülkiye 1. sınıf için, 1327/1911, 276 s. taşbaskı), “Tarih-i Medeniyet” (Mekteb-i Mülkiye 3. sınıf için, 856 s. taşbaskı) adı altında basılmıştır. Her ikisi de sahalarında yazılmış ilk kitaplar arasındadır ve ders teksiri olduklarından çok az sayıda basılmışlardır.
Sinop’ta sürgün olarak bulunduğu sırada yazıp İstanbul’da yayımlattığı “Turan” (1330/1914) isimli bir de kitabı vardır.
Bunların dışında 1912 tarihinde “Kuvvet ve Siyaset Muharebesi” ile “Kanun-u Esasi-yi Vilayet” isimli iki önemli makalesi, Türk Ocakları yayın organı olan Türk Yurdu Dergisinde çıkmıştır. “Türk Ocağı” adlı makalesi 1914 tarihli Nevsal-i Milli’de yayımlanmıştır. Türk Edebiyatı Dergisinin 1973 Ekim sayısında ise “1972 Başında Dünya Umumi Siyaseti ve Türkiye” isimli yarım kalmış bir makalesi kızı Emel Esin tarafından yayımlanmıştır.
Siyasi görevi | ||
---|---|---|
Önce gelen: Fethi Okyar |
Türkiye İçişleri Bakanı 30 Ekim 1923 - 21 Mayıs 1924 |
Sonra gelen: Recep Peker |
Önce gelen: Hakkı Behiç Bayiç |
TBMM Maliye Vekili 17 Temmuz 1920 - 19 Mayıs 1921 |
Sonra gelen: Hasan Saka |