Katar |
Birleşik Arap Emirlikleri |
---|
Birleşik Arap Emirlikleri-Katar ilişkileri, Katar ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki tüm münasebetlerdir. Katar'daki diplomatik krizin ardından iki ülke arasındaki ilişkiler kesildi. 2021 yılında ise iki tarafın isteğiyle ilişkiler restore edildi.
Her iki ülke de basra körfezi ile denizden komşudur. Katar ve BAE arap ülkesidir. her ikisi de Körfez İşbirliği Konseyi(KİK)'e üyedir.
Mart 2016'da Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed es-Sani, Abu Dabi'yi ziyaret etti ve BAE veliaht prensi Şeyh Muhammed bin Zayid el-Nehyan ile görüştü.[1]
2008 yılında BAE Başkanı Şeyh Halife bin Zayid El Nahyan, dönemin Katar Emiri Şeyh Hamed bin Halife es Sani ile katarda görüştü. İki lider ortak bir yatırım fonu kurdu.[2]
Abu Dabi'nin veliaht prensi Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan, 28 Kasım 2014'te Doha'yı ziyaret ederek Şeyh Temim bin Hamad el Sani ile görüştü.[3]
1995 yılında, Hamad bin Khalifa Al Thani, Katar Emiri olmak için babasını görevden aldıktan sonra, BAE eski emir haife bin hamad es sani'ye sığınma hakkı verdi. Baba ve oğul arası gergin olduğu için dönemin BAE devlet başkanı Zayid bin Sultan el Nahyan ise arabuluculuk yapmayı çalıştı ve en sonunda eski emir oğlunun hükümdarlığını kabul etti.
1995 yılında yaşanan Darbe olayı, Katar diplomatik krizinden sonra 2018'de yeniden canlandı ve El Cezire, Bae'yi Suudi Arabistan, Bahreyn ve Mısır ile birlikte Hamad bin Halife Al Thani'yi devirmeyi ve babası Halife bin Hamad Al Thani'yi geri getirmeyi planlamakla suçlayan yeni ayrıntıların belgesellerini yayınladı. El Cezire'ye göre, eski bir Fransız ordusu komutanı Paul Barril, Katar'daki yeni bir darbe yapmak için BAE ile anlaştı. BAE Dışişleri Bakanı Enver gargash belgeseline cevap verdi ve Paul Barril'in aslında Abu Dabi'yi ziyaret eden ve BAE ile hiçbir ilişkisi olmayan Şeyh Khalifa bin Hamad Al Thani'nin bir güvenlik ajanı olduğunu ve belgeselin BAE'Yİ suçlu göstermek için bir sahtecilik olduğunu belirtti.[4]
BAE, Suudi Arabistan ve Bahreyn ile birlikte, Katar'ın bu ülkelerin siyasetine müdahale etmeme anlaşmasına uymadığı iddiasıyla Mart 2014'te büyükelçisini Katar'dan çekmişti.[5] Anlaşmazlığın ana nedeni BAE'nin Mısır'daki Abdül Fettah el-Sisi liderliğindeki siyasi rejime ve Mısır'ın askeri elitini destekliyorlardı, Katar ise Müslüman Kardeşleri destekliyordu.[6]
Katar hükûmeti Mısır'daki Müslüman Kardeşleri desteklemeye devam etti ve Katar emiri Tamim bin Hamad Al Thani, Haziran 2014'te El Sisi'nin cumhurbaşkanı seçilmesini 'askerî darbe' olarak kınadı.[6] Büyükelçiler Haziran ayında görevlerine döndüler.[7]
Eylül 2014'te, Emirlik hükûmetinin, öncelikle Katar'ın Müslüman Kardeşler'e verdiği desteğe bir yanıt olarak Katar'a karşı bir lobi kampanyasına 3 milyon dolar yatırım yaptığı bildirildi.[8] Kampanya, Amerikalı gazetecileri, Katar'ın İslamcı grupları finanse ettiği iddia edilen eleştirel makaleleri yayınlama konusunda etkilemeyi amaçlıyordu.[9] Katar ayrıca haber kuruluşlarını BAE hakkında olumsuz haber yapmaları için etkilemekle suçlanıyordu.[10]
İkinci Libya İç Savaşı, BAE'nin laik Tobruk hükümetini ve Katar'ın İslamcı Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni desteklemesi ile iki ülke arasında bir vekalet çatışması olarak tanımlandı.[11][12][13]
5 Haziran 2017'de BAE, Suudi Arabistan, Mısır ve Bahreyn ile birlikte katar'la bağları kopardı ve terörizmi desteklemekle suçladı., Mayıs 2017'de Katar Haber Ajansı tarafından yayınlanan bir haberde katar emirinin Suudi Arabistan'ı eleştiren ve İran ve Müslüman Kardeşler'i olumlu bir ışıkta yayınlayan mesajlarla çöktü. Katar, haber ajansının siber saldırıya uğradığını iddia ederek mesajlardan sorumlu olduğunu reddetti. Sonuç olarak, yukarıda belirtilen dört ülke tüm Katar haber kanallarını sansürledi..[14]
BAE, 5 Haziran'da bağları koparmanın yanı sıra, Emirlikler'de yaşayan tüm Katar vatandaşlarını sınır dışı etti ve vatandaşlarının Katar'a seyahat etmesini yasakladı. Ayrıca BAE, hava sahasını ve karasularını Katar gemilerine kapattı.[15]
Katar, Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri, Körfez İşbirliği Konseyinin ilk sınır ötesi rafine gaz iletim projesi olan Dolphin Gas Projesi ile bağlantılıdır. Proje, Abu Dabi'de kurulmuş bir şirket olan Dolphin Energy tarafından geliştirilmekte ve işletilmektedir. Projenin tüm Yukarı akış, orta akış ve aşağı akış aşamalarının operatörüdür. Dolphin Energy, %51'i Abu Dabi Hükûmeti adına Mubadala Development Company'ye ve %24.5'i Fransa Total Sa'ya ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Occidental Petrolüne aittir. Katar diplomatik krizine ve iki ülke arasındaki ilişkilerin kopmasına rağmen, boru hattını kapatma planı yok.[16]