Genel bilgiler | |
---|---|
Tür | Kervansaray |
Konum | İstanbul, Türkiye |
Koordinatlar | 41°00′50″K 28°58′06″D / 41.01389°K 28.96833°D |
Başlama | 1651 |
Büyük Valide Han, İstanbul, Türkiye'de bulunan bir 17. yüzyıl yapısıdır.[1] Fatih bölgesinin Eminönü semtinde bulunan Çakmakçılar Yokuşu’nda konumlanan Tarakçılar Sokağı’nın karşısındadır.
Mimari bilinmemekle beraber Evliya Çelebi, hanın Osmanlı padişahı IV. Murat’ın annesi Kösem Sultan tarafından, zamanın Cerrahbaşısı Mehmet Paşa Sarayı’nın yerine inşa ettirildiğini yazar. Han, 23 Temmuz 1983’te Resmi Gazetede yer alan 2863/B numaralı Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında korunması gereken tarihi miras olarak ilan edilmiştir.[2] Üç avlulu olan hanın üçüncü avlusunun kuzey köşesinde Petrus Gyllius tarafından isimlendirilen ve Evliya Çelebi’nin saraya ait bir cihannüma olduğunu söylediği İrene Kulesi, ikinci avlunun ortasında ise İran mescidi bulunur.[3]
Kösem Sultan 1640 yılında Üsküdar Camii’ni de içine alan Çinili külliyesini yaptırmıştır. Bundan on yıl kadar sonra da gelirini bu külliyeye vakfetmek üzere Büyük Valide Hanı inşa ettirmiştir.[4] İstanbul’un ticaret bölgesi olarak nitelendirilen Fatih’in Eminönü semtinde bulunan handa, orada çalışan kişilerin yeme içme ihtiyaçlarını giderebilecekleri mekanlar, tekstil ve metal ustalarının dükkanları, depoları ve atölyeleri bulunur. Ticaretin bu bölgede yoğunlaşmasının paralelinde gerçekleşen işgücündeki artış ve iş kollarındaki farklılaşma, bu han yapısına çeşitli eklemelerin yapılmasını beraberinde getirmiştir.
Ana girişte ve dış duvarlarda yapı malzemesi olarak kullanılan taş ve tuğla almaşık düzendedir. İç bölümlerdeki duvarlarda moloz taşlar kullanılmıştır. Giriş kemerlerinde malzeme olarak taş kullanılmıştır. Eyvansı bir yapıya sahip olmak yerine, bir açıklık şeklinde olan girişin üst kısmında ise bindirmelik yer alır. Bindirmelik üzerinde bulunan iki pencere, dikdörtgen formun üzerinde sivri taş kemerlidir.[5]
Büyük Valide Han’ın birinci ve ikinci avluda toplam 153 ve üçüncü avluda 57 oda olmak üzere 210 odası vardır. Hanın bir de 75 odalı üçüncü avlusu Sagir Han olarak geçer ve Küçük Han olarak bilinir.[6]
Zemindeki mekanlar her avluda depo için ayrılmıştır ve avlular her iki katta da revaklıdır. Revaklarda tuğla kullanılmıştır. Zeminde mekan ve revaklar beşik tonozla örtülmüştür.[5] Hanın üst kat revakları zamanla kapatılmış ve odalara dönüştürülmüştür.[4]
Birinci avlu küçük ve üçgen forma sahip bir avludur. Hanın ikinci avluya bağlanan cephesinde ekler bulunmaktadır. İkinci avlu 63 × 66 metrelik bir açıklık halindedir. Üçüncü avlu ise ince uzun bir dikdörtgen olup bir rampa ile inilen bodrumu ahırlar için ayrılmıştır. Üçüncü avlunun kuzey kısmında, kenarları 12 × 12lik kare kesitli, yüksekliği 27 metre olan bir kule bulunur. Üçüncü avlunun büyük bir kısmı bugün tamamen haraptır ve iç kısımlarda çeşitli ilaveler bulunmaktadır. Mekanlar zeminde galeriye bir kapı ile açılırlar. Üst katlarda beşik tonoz ve kubbe bir arada kullanılmıştır. Üst örtü şekli bugün tamamen eski halini kaybetmiş ve çimento, şap, çinko gibi çeşitli malzemeler kullanılmıştır.[v] 1904 tarihli Charles E. Goad ve Pervitich haritalarından yapılan ekler anlaşılmaktadır.[7]
Handa iki kez çöküntü olmuşutur. Bunların biri 1906 tarihinde gerçekleşti ve bazı odalar mühürlendi. İkinci çökme ise 1926’da Sağır Han’da meydana geldi. Bunun sonucunda sağır han mühürlendi fakat ilerleyen zamanlarda izinsiz bir şekilde mühür sökülmüş ve bu bölüme de insanların yerleşmeye başlamıştır.[4]
İrene Kulesi
Evliya Çelebi tarafından han yapılmadan önce burada bulunan Cerrah Mehmet Paşa’nın sarayına ait bir cihannüma olarak nitelendirilen İrene Kulesi, Büyük Valide Han’ın üçüncü avlusunun kuzey kısmındaki revağının batı kısmıyla birleştiği yerde konumlanır. Kule, Orta Bizans döneminde yapılmıştır. Yapı bilinen herhangi bir tarihsel kaynakta İrene Kulesi olarak anılmaz, bu ismi alması XVI. yüzyılda İstanbul’a gelen seyyah Petrus Gyllius’un o bölgede yaşayan insanlardan duyup da koyması üzerine olmuştur. Büyük Valide Han’a yapılan müdahalelerden biri olarak üçüncü avlunun revaklarının kapatılma suretiyle odalara dönüştürülmesinden dolayı, kule ile üçüncü avlu arasındaki bağlantı kesilmiştir. Günümüzde kuzey revağında bulunan koridor aracılığıyla kuleye ulaşılır.[3]
Kare bir plana sahip olan İrene Kulesi'nin, iç ölçüleri 7 metreye 7 metre, dış çeperinin çevresi ise 41 metredir. Duvarların et kalınlığı ortalama 150 santimetredir ve yapının yüksekliği yaklaşık 17 metredir. Kare plana, cephelerde farklı kotlarda bulunan pencere açıklıkları eklenmiştir. Yapının taşıyıcı sistemi, tuğlanın taşla almaşık olarak kullanıldığı taşıyıcı duvarlardır. Günümüzde yapı, betonarme olan üç kata ayrılmış durumdadır. Yapıda tuğla almaşık olarak örülmüş köşe payeleri vardır. Giriş açıklığının üstü kemerlidir. İrene Kulesi cephelerinin en belirgin özelliği, herhangi bir çıkması olmayan sadece yer yer kapatılmış pencere açıklıklarının bulunduğu düz cepheler olmasıdır.[3]
İç mekanda daha büyük boyutlarda kesme taşların tuğla ile almaşık olarak kullanıldığı bir duvar örgüsü vardır. Kulenin üst örtüsü ise tuğladan yapılmış dilimli bir kubbedir. Bu kubbe dışarıdan düz olarak görünür.[3]
Kulenin kuzey, güney ve doğu cephelerinin büyük bir bölümü hana ait yapılarla ve daha sonradan yapılan kaçak eklemelerle kapanmış durumdadır. Batı cephesi ise kulenin diğer cephelerine nazaran diğer yapılar tarafından en az kapatılmış cephesidir.[3]
Birinci kat batı duvarından başka bir merdivenle ikinci kata çıkılır. İçten ve dıştan tespit edilebilen toplamda on pencere açıklığının biri hariç hepsi günümüzde kapatılmış durumdadır. Kulenin ikinci katında, güney duvarı boyunca duvarın içinden devam eden bir merdiven, kubbenin dışından üst kısmına çıkılmaktadır. Dik ve dar olan bu merdivenin üst örtüsü tonozludur.[3]
Büyük Valide Han farklı işlevleri ve işkollarını bünyesinde barındıran bir yapıya sahiptir. İlk yapıldığı yıllarda Kösem Sultan’ın gayri meşru yollardan topladığı servetinin bir kısmını bu handa saklamıştır. İstanbul’da oturan Şii İranilerin büyük matem ayini, Türkiye’de bu gibi törenlerin yasaklandığı 1927 yılına kadar Büyük Valide Han’ın birinci avlusunda yapılmaktaydı. İstanbul’da Kuran’ı Kerim’in ilk defa gizli olarak basıldığı yerlerden biri Büyük Valide Han’daki İrani matbaalarıdır ve bu matbaalar ayrıca piyasada çok satılan eserlerin taklitlerini basıyordu.[6]
Türkiye’nin farklı yörelerinden gelenlerin metal ustalarının yanına çırak olarak çalışmaları ve tekstil işiyle uğraşmaya başlamaları, handaki ek yapıların çeşitliliğini arttırmıştır. Hanın birinci ve ikinci avlusunda bakkal, kahvehane, köfteci gibi handa çalışan kişilerin boş vakitlerini geçirebilecekleri alanlar, kumaş dokuma atölyesi, terzi, şapkacı, dökümhane, boyahane gibi tekstil atölyeleri bulunuyordu. Ayrıca ikamet yeri olarak kullanan vatandaşlar da vardı.[6]
1881’den 1974 yılına kadar kayıtlardan izleri sürülen ve Büyük Valide Han’da faaliyet gösterdiği saptanan pek çok işkolunun bugün gerek teknolojik gelişmeler gerekse bu işlere olan talebin azalması yüzünden artık varlığını sürdüremez. 1908’den itibaren 1920’lere kadar handaki esnaf oranında düşmüş, 1950’ler sonrasında handaki Ermeni kökenli esnaf oranı azalmıştır. 1980’lerde ise İstanbul’daki ticaretin bu bölgedeki yükselişi nedeniyle handaki depoların sayısı arttı. Handa günümüzde tekstil atölyelerinin pek çoğunun kapanmış, toptancılar avlunun giriş bölümünde yer alan ekleri depoları olarak kullanmaya başlamışlardır. Bunun yanı sıra az sayıda kalıpçı ve dökümcü atölyesi varlığını sürdürmektedir.[7][8]
Büyük Valide Han, zaman zaman bazı kültür ve sanat etkinlikleri için mekan olarak kullanılmıştır. Mike Nelson’un “isimsiz” adlı çalışmasını 2003 yılında düzenlenen 8. İstanbul Bienali’nin Kamusal Projeler başlığı altında hanın ikinci avlusunda bulunan ikinci kattaki 51 nolu odada gerçekleştirdi. Uzun süredir kullanılmayan birçok malzemenin bulunduğu odada, sanatçının hanın içinden ve çevresinden çekmiş olduğu siyah-beyaz fotoğrafların metal mandallarla tutturulduğu iplerde sergileniyordu. 2011 yılındaki 54. Venedik Bienali’nde ise İngiltere’yi temsil etmek üzere seçilen sanatçı, İngiltere Pavyonu’nun içine Büyük Valide Han’ın bir replikasını yapmıştır.[4]
Handa, 25 Aralık 2008-15 Ocak 2009 tarihleri arasında, TÜBİTAK destekli “Büyük Valide Han: Kültürel Ve Toplumsal Belleği İnceleme, Dokümantasyon Ve Yazılım Projesi” çerçevesinde, proje ekibinde bulunan Ayşegül Baykan, Belkıs Uluoğlu, Zerrin İren Boynudelik ve Burak Sevigen’in elde ettiği bilgi ve belgeler sergilendi.[4]
Ayrıca İstanbul’daki bir sanat alanı olan Blok Art Space’in Büyük Valide Han’da bir sergileme alanı bulunmaktadır.[9]
Büyük Valide Han aynı zamanda edebiyat ve sinema alanında da mekan olarak kullanılmıştır. İlhami Algör’ün 2006 yılında yayınlanan “Albayım Beni Nezahat ile Evlendir” adlı romanının bir bölümünde Büyük Valide Han bir mekan olarak kullanılmıştır.[4] Aynı zamanda Yeşim Ustaoğlu’nun Güneşe Yolculuk, Uğur Yücel’in Ejder Kapanı, Olivier Megaton’un “Taken 2” ve James Bond’un başrolünde olduğu “Skyfall” adlı filmlerde Büyük Valide Han’dan sahneler bulunmaktadır. Ayrıca Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinden Burak Özdelice’nin hazırladığı bir bilgisayar oyununda mekan olarak bu han kullanılır ve kahraman Kösem Sultan’dır.[4]
Hanın kubbesi sosyal medyada paylaşılmak üzere fotoğraf çektirmek isteyen kişilerin mekanı haline de gelmiştir. Hana gelen ziyaretçiler bazen tek başına, bazen de fotoğraf çekmek için kullanılan ağır ekipmanlarla kubbeye çıkmışlardır. Bu durum kubbelerin bir kısmının çökmesine ve delinmesine neden olduğu için, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2016 yılında kubbenin bulunduğu yere bir uyarı levhası asılmış ve kubbeye çıkmak yasaklanmıştır.[10]
<ref>
etiketi: ":4" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: Kaynak gösterme)