Dove World Outreach Center, papaz Terry Jones ve eşi Sylvia tarafından yönetilen 50 üyeli ve mezhepsel olmayan bir Hıristiyan kilisesidir. 25 yıldan fazla süredir Gainesville, Florida'da bulunan kilise, Temmuz 2013'te 20 dönümlük (8 hektar) arazisini sattı ve Tampa'ya taşınmayı planladı. Kilise ilk olarak 2000'li yılların sonlarında kamuya açık gösterileriyle, İslam ve eşcinsellere yönelik eleştirileriyle dikkat çekmiş ve Güney Yoksulluk Hukuk Merkezi tarafından nefret grubu olarak tanımlanmıştır.[1] Kilise, papazının 11 Eylül saldırılarının dokuzuncu yıldönümünde Kur'an yakma yönündeki tartışmalı planıyla tanınmıştır.
11 Eylül 2010'da Jones, kilisesinin asla Kuran yakmayacağını ve İslam'ın unsurlarını tehlikeli ve radikal olarak ifşa etme amacına ulaştığını açıkladı.[2] Ancak 20 Mart 2011'de Jones, tehdidini yerine getirdi ve bir Kur'an yaktı. 1 Nisan 2011'de Afganistan'ın kuzeyindeki Mezar-ı Şerif kentinde bu yakma eylemini protesto eden göstericiler Birleşmiş Milletler Yardım Misyonu'na saldırdı ve aralarında en az 7 BM çalışanının da bulunduğu en az 12 kişi öldü.[3] Jones, İslam'ı insanları cehenneme götürecek sahte bir din olarak tanımladı ve Müslümanlara Tanrı'ya giden tek yolun İncil olduğunu söyledi. Cemaat, Gainesville belediye başkanı Craig Lowe'nin açık eşcinsel olması ve personelinin de sözde liberal politikaları nedeniyle, homofobik mitingler düzenledi.
Bir Dove World cemaati de Park51'in inşasına karşı bir protesto düzenledi. Obama'nın eşcinsel evliliği onaylamasının ardından kilise, bahçesine gökkuşağı bayraklı bir Obama büstü astı.[4]
Dove World Outreach Center, 1985 yılında Donald O. Northrup ve eşi Delores tarafından kuruldu,[5][6] Richard H. Wright da ilk papazlardan biriydi. Northrup, kilisenin kuruluşundan 1996'daki ölümüne kadar Dove World'de kaldı. Daha sonra Dennis Watson papaz olarak görevi devraldı, Northrop'un eşi Delores 2004 yılına kadar Kadın Papazı olarak devam etti.
2001 ve 2008 yılları arasında Jones ve eşi, Florida'daki kilisenin yarı zamanlı papazları ve Almanya'nın Köln kentindeki bir kilisenin yöneticileri olarak görev yaptılar; 2004 yılına gelindiğinde Dove World'ün kıdemli yarı zamanlı papazlarıydılar ve Almanya'ya gidip geliyorlardı. Terry Jones, 2008 yılında Alman kilisesi kapatıldıktan sonra Dove World'de tam zamanlı olarak görev aldı. Delores Northrup daha sonra Dove World'den ayrıldı ve Jones'un 2010'da Kuran yakma önerisiyle ilgili olarak kendisiyle temasa geçen bir muhabire "Programdan memnun değildim. Bunun tamamen yanlış olduğunu düşünüyorum" demiştir.
2004 yılında Jones, Dove World'ün kıdemli papazı olarak göreve başladığında yaklaşık 100 üyesi vardı; Eylül 2010 itibarıyla 50 üyesi olduğu söyleniyordu ve yaklaşık 30 üyenin ayinlere katıldığı bildiriliyordu. Eylül 2010 itibarıyla Wayne Sapp, papaz yardımcısı olarak görev yapmaktadır ve Jones'un oğlu da gençlik bakanı olarak görev yapmaktadır.
Terry Jones, Şubat 2011'de Luton'da İslami aşırıcılık hakkındaki görüşlerini paylaşmak üzere bir mitinge davet edildi. Anti-faşist grup Hope not Hate, Jones'un Birleşik Krallık'a girişinin yasaklanması için İçişleri Bakanı'na başarılı bir dilekçe verdi.[7]
Alman medyası 17 Eylül 2012 tarihinde Terry Jones'un Almanya'ya seyahat etmesi halinde ülkeye girişinin yasaklanacağını bildirdi. Jones, Pro Deutschland grubu tarafından Berlin'deki bir etkinliğe davet edilmişti. İçişleri Bakanlığı sözcüsü Jones'un ziyaretinin "kamu düzeninin korunması çıkarına ters düşeceğini" söyledi.[8]
Kilise 2000'li yıllarda İslam ve eşcinsellik karşıtı yayınları ve eylemleriyle gündeme geldi.
2009 yılında kilise bahçesine büyük kırmızı harflerle "Islam is of the Devil" yazılı bir tabela kondu.[9] Bunun üzerine kilise ABD'deki İslami kuruluşlar ve yerel aktivistler tarafından protesto edildi. Fakat kilise yönetimi 31 Temmuz'da kilise bahçesine Tevbe suresi 5. ayette geçen "Müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün." yazılı başka bir tabela koydu.[10] Fakat ayetin tamamı "Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. Allah yargılayan, esirgeyendir." şeklindedir.
2009 yılında kilise üyeleri yeni öğretim yılının başlamasıyla çocuklarını üzerinde "Mesih, ben yolum ve hakikatim ve hayatım diye cevapladı; bana uğramadan kimse Tanrı'ya ulaşamaz. Dove Outreach Center'a güveniyorum." yazılı tişörtlerle okula gönderdiler. Tişörtlerin arkasında "Islam is of the Devil" yazılıydı. Bunun neticesinde Talbot Elementary okulunda 10 yaşındaki bir çocuk ve iki farklı lisedeki iki öğrenci evlerine gönderildiler.[11] Bir öğrencinin de okul yönetimince giydiği tişört değiştirildi.
Kilise üyeleri Kasım 2009 tarihinde Müslümanlıktan Hristiyanlığa geçen Rifqa Bary'i desteklemek için yapılan yürüyüşe üzerinde "Islam is of the Devil" yazılı tişörtlerle katıldılar. Gösteriye katılan bazı üyeler tişörtte yazılı mesajdan ötürü sorunlar yaşadı.[12]
Kilise, Temmuz 2010 tarihinde yaptığı duyuruda 11 Eylül saldırılarının yıl dönümünü "Uluslararası Kur'an Yakma Günü" (İngilizce: International Burn a Koran Day) ilan ettiklerini söyledi. Yapılan açıklamaya göre 11 Eylül'de kilise üyeleri ellerine aldıkları Kuran'ları yakacaklardı.
Pek çok kuruluştan bu eylemin iptal edilmesi yönünde tepki geldi. Ayrıca bazı aşırı İslami örgütlerden de tehditler alındığı belirtildi.
Gainesville itfaiyesi kilisenin açıktan ateş yakma eylemi için istediği izni güvenlik gerekçesiyle vermedi. Fakat kilise para cezası alma olasılığına rağmen bu eylemi gerçekleştirmeyi planlıyor.
Eylem binlerce kişi tarafından Facebook'ta da takip ediliyor. İngiltere merkezli İslami bir grubun YouTube üzerinden yayınladığı videoda müslümanların Kuran yakma gününe karşı harekete geçmeleri istedi. Terry Jones eylemin şiddetle sonuçlanmamasını umut ettiğini söyledi. The New York Times'ın haberine göre Terry Jones eylemin duyurusundan sonra ölüm tehditleri almaya başlamış. Ayrıca duyurudan sonra kilisenin bankaya olan 140,000$'lık borcunun banka tarafından acilen ödenmesi istendi ve Jones'un mülk sigortası iptal edildi.[13]
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Kuran yakmayı "saygısız" ve "utanç verici" diye nitelerken, Amerika Birleşik Devletleri Başsavcısı Eric Holder da böylesi bir kararın "tehlikeli" ve "aptalca" olduğunu söyledi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel de bu planlara 'tiksindirici' diyerek tepki gösterdi.[14]
11 Eylül 2010'da Tery Jones gelen tepkiler ve baskılar üzerine Kuran yakma eylemini iptal ettiklerini belirtti.[15] Ancak Washington ve New York bazı bireysel eylemlere sahne oldu. Washington'da İslam'ı protesto eden küçük bir muhafazakâr Hristiyan grubu Beyaz Saray önünde toplanarak Kuran'ı yırttı. Aralarında aşırı muhafazakâr Boston Çay Partisi’nin (Tea Party) Indiana lideri olduğunu bildiren Andrew Beacham ve kürtaj karşıtı kampanyasının öncüsü Randall Terry’nun bulunduğu 6 kişilik bir grup “İslam’ın saçmalıkları” adlı eylemlerini Beyaz Saray önünde yaptı.[16]
Kilise İslam ve eşcinsellik karşıtlığından ötürü Florida'daki çeşitli dini ve siyasi figürlerce eleştirildi. Kasım 2009'da University of Florida Hillel tarafından Gainesville Interfaith Forumu (Gainesville dinlerarası) kuruldu. Bölge valisinin de desteklediği forumun 11 Eylül'ü Interfaith Solidarity Day (Dinlerarası yardımlaşma günü) ilan etmesi istendi.
Buna ek olarak bölge valisi Lowe kiliseyi "topluluğumuzu utandıran küçük bir grup" olarak nitelendirdi.[17]
2 Eylül 2010'da yirmi yerel din lideri bir araya gelip vatandaşları müslümanlar etrafında halka olmaya çağırdı.[18]
Kilise islam karşıtı eylemelerinden ötürü ulusal ve uluslararası çapta da değişik kesimlerden eleştiri ve kınamalar aldı: