Ekim 2011 Çukurca saldırısı | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Çukurca saldırısının yapıldığı yerler. | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Türkiye | PKK | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Necdet Özel Hayri Kıvrıkoğlu Muharrem Metin Özbek |
Murat Karayılan Bahoz Erdal | ||||||
Güçler | |||||||
10.000 asker | 200 PKK mensubu | ||||||
Kayıplar | |||||||
24 ölü, 18 yaralı (PKK saldırısı) 5 ölü, 9 yaralı (TSK Operasyonu) |
23 ölü (PKK saldırısı) 270 ölü, 210 yaralı (TSK Operasyonu) |
Ekim 2011 Çukurca saldırısı, 19 Ekim 2011'de PKK'nın, Hakkâri'nin Çukurca ilçesinde, Türk Silahlı Kuvvetleri birliklerini hedef alarak gerçekleştirdiği saldırılardır. Gece yarısından sonra 200 PKK'lının ilçe merkezindeki polis ve jandarma binalarıyla güvenlik noktalarına ağır silahlarla ateş açmaları sonucunda Kekliktepe'de 21, ilçe merkezinde 3 olmak üzere 24 Türk askeri öldü, 18 asker ise yaralandı. Çatışmada 21 ile 23 arası, çatışma sonrası operasyonlarda ise 250-270 civarı PKK militanı öldürüldü, 210'u ise yaralandı.
Saldırı kapsamında PKK, aşağıdaki yerleşkeleri hedef almıştır.
Gece saat 01.00 sularında 200 kişi olduğu tahmin edilen PKK grubu tarafından Çukurca İlçe Jandarma Komutanlığı, Emniyet biriminin konuşlandığı Asayiş Tepesi, polis ve jandarma lojmanları, Bankardi sınır noktası, Lice'deki 2. Motorize Piyade Tugayı'na giden bir birlik ve Sivritepe'ye eş zamanlı silahlı saldırılar başladı. Bunun üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Hakkâri'de üslenen Sikorsky UH-60 genel maksat helikopterleri uçarbirlik harekâtı için havalandı. İnsansız hava aracı desteği emredildi, fakat uygunsuz hava koşulları sebebiyle İHA desteği verilemedi. İHA, ancak 15.26 itibarıyla Çukurca'dan görüntü aktarmayı başardı. 01.48'de iki Cobra'nın ateş desteğiyle iki Sikorsky helikopter, Muharebe Arama Kurtarma ile Polis Özel Harekat timlerini çatışma sahasına ulaştırdı. 03.07'de helikopterler yakıtın azalması sebebiyle ayrılırken, başka iki helikopter kolu bölgeye geldi. PKK militanlarına açılan ateş 04.55'e kadar devam etti.
PKK'lı gruplar Çukurca İlçe Jandarma Komutanlığı, Çukurca Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığı (Çukurca Asayiş Tepe Üs Bölgesi'nde konuşlu), Çukurca Sivri Tepe Üs Bölgesi, TOKİ Polis Lojmanları, Gezitepe Jandarma Sınır Komutanlığı, Çukurca-Keklikkaya sınır noktası, Bankardi sınır noktası ve Diyarbakır-Lice'deki 2'nci Motorize Piyade Tugayı'ndan bölgeye lojistik amaçlı giden birliğe yoğun ateş açtı. Askerlerin de karşılık vermesiyle çıkan çatışma saat 05.00'e kadar sürdü.
Çukurca merkezi ve sınırdaki birliklere yönelik eş zamanlı saldırıda ana hedef ilçe merkezine 15 kilometre mesafede yer alan Kekliktepe oldu.[1] İlçedeki diğer askerî birliklerin Kekliktepe'ye yardımda bulunmasının engellendiği saldırıda, Kekliktepe'ye Diyarbakır'dan lojistik amaçlı giden birlikten 17 asker, Sivritepe üs bölgesinde 5, Asayiştepe'de ise 2 asker öldü.
Bu arada 03.28'den itibaren birkaç F-16 ve F-4 savaş uçakları izleme - taarruz hareketlerine başladı. 02.10'dan 11.30'a kadar Türk Silahlı Kuvvetlerinden ölen 24 asker ile yaralanan 18 asker, değişik hastanelere götürüldü. Saat 12.50'den itibaren PKK militanlarını takip ve operasyon çalışmaları başladı. Bu operasyonlar sonucunda PKK'ya ait olduğu tahmin edilen birçok silah ele geçirildi. Bu operasyonlar devam ederken, yaralanan bazı askerler GATA'ya sevkedildi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Kara ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma Genel Komutanı bölgeye gitti.
Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre bölgede yapılan arama tarama faaliyetlerinde Keklikkayası üs bölgesinde iki, Asayiştepe'de bir olmak üzere toplam üç PKK militanının; bir Kalaşnikof piyade tüfeği, on sekiz adet patlamamış RPG-7 roketatar mühimmatı, on beş adet el bombası, on iki adet dolu şarjör, sekiz adet el telsizi, üç adet hücum yeleği ile birlikte ölü olarak ele geçirildiği ve PKK'nın telsiz konuşmalarına göre kayıplarının daha fazla olduğu belirtildi.
20 Ekim 2011 tarihinde, Türk Ordusu 22 taburu ile sınır bölgesinde ve Kuzey Irak'ta geniş kapsamlı bir operasyona başladı. Bu operasyona özel birimler de katıldı ve hava desteği de verildi. Yaklaşık 10.000 askerin katıldığı operasyon kapsamında Batman ve Diyarbakır'dan Kuzey Irak'a çok sayıda savaş uçağı kalktı. 21 Ekim 2011 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, operasyonun büyük bölümünün Türkiye sınırları içerisinde ve özellikle Çukurca civarında sürdürüldüğü açıklandı. PKK'nın internet siteleri de bu operasyonlarla ilgili çeşitli açıklamalar yayımlanmış, 20 Ekim'de Zagros'un geneline yönelik havan ve obüs atışları yapıldığı, 21 ve 22 Ekim tarihlerinde Hakurk kampına Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yoğun havan ve topçu ateşi açtığını; Zagros, Avaşin, Zap ve Govendê bölgelerine insansız hava araçları desteğinde hava saldırıları gerçekleştirildiğini bildirdi.
Başlatılan operasyon kapsamında görev alan 27 yaşındaki Jandarma Uzman Çavuş Mehmet Ulusoy, 20 Ekim 2011 tarihinde mayın patlaması sonucu öldü. 21 Ekim 2011 tarihinde iç güvenlik harekâtı kapsamında Siirt'in Pervari ilçesinde operasyon düzenleyen Türk Silahlı Kuvvetleri güçleri ile PKK üyeleri arasında çıkan çatışmada 1 Türk askeri öldü, üç asker yaralandı. Yaralı askerler, askerî hastanede tedavi altına alındı. Bunun üzerine Siirt 3. Komando Tugayı'ndan Cobra tipi helikopterlerin kaldırıldığı ve operasyonun genişleyerek devam ettiği bildirildi.
22 Ekim 2011 tarihinde; peşmergelerden edinilen istihbarat neticesinde Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı birliklerin nokta operasyonları gerçekleştirdikleri ve bu operasyonlarda özel eğitim ve teçhizata sahip personelin (Bordo bereliler) kullanımına ağırlık verildiği açıklandı. PKK'nın arazideki geçiş güzergahlarının özel birlikler tarafından tutulması ve PKK üyelerinin telsizden yaptıkları konuşmalar ise "kapana sıkıştıkları" yönünde yorumlandı. Öğle saatlerinde Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bağlı birlikler, Belat Vadisi'nde ceset arama tarama çalışmaları gerçekleştirirken, bölgeye tanklar gönderildi.
23 Ekim 2011 günü operasyonlar sürerken, bir yandan devam ettirilen ceset toplama çalışması esnasında ateş açılması sonucu bir Türk askeri öldü, altı asker ise yaralandı. Çıkan çatışmada dört PKK'lı ise öldürüldü. Kısa bir süre sonra ise mayın patlaması nedeniyle iki Türk askeri daha öldü.
24 Ekim 2011 tarihinde bir röportaj veren Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, 20 Ekim 2011 tarihinde başlatılan operasyonlarda 250-270 PKK militanının öldürüldüğünü, 210'unun ise yaralandığını belirtirken, başka siyasi, diplomatik kaynaklarda ve istihbarat kaynaklarında belirtilen sayıların, bunların çok daha üzerinde olduğunu vurguladı. Aynı gün Reuters haber ajansı tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait tank ve zırhlı araçların, Irak sınırını geçtiği ve Haftanin Kampı'na yöneldiği duyuruldu. Bu haberler Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yalanlandı.
Saldırının ardından Diyarbakır 2. Hava Kuvvet Komutanlığı'na bağlı 8. Ana Jet Üssü'nden kalkan savaş uçakları; Kandil, Zap, Hınere, Hakurk ve Metina bölgelerini bombaladı. PKK'lı grubun kaçış istikametleri topçu ateşi altına alındı. Saldırıdan sonra Kuzey Irak'a kaçan PKK'lıların etkisiz hale getirilmesi için Jandarma Özel Harekât birlikleri tarafından karadan operasyon başlatıldı.
Kuzey Irak'taki bölgesel Kürt yönetiminin de onayı ile birçok köy ve kasabanın tahliye çalışmaları başladı. Türkiye'nin istekleri doğrultusunda yapılan bu çalışmalar neticesinde PKK'ya ve PJAK'a lojistik desteğin kesilmesi, kurulacak peşmerge kampları ile PKK'ya ve PJAK'a karşı hareket edileceği bildirilmiştir. Bu çalışmaların yaklaşık 42 milyon dolara mal olacağı da açıklandı.
Saldırının gerçekleştiği gün akşam saatlerinde, ertesi gün gerçekleştirilecek meclis genel kurulunun terörü konuşmak üzere toplanacağı ve oturumun kapalı olarak gerçekleştirileceği bildirildi. 20 Ekim 2011 tarihinde TBMM'de gerçekleştirilen kapalı oturumda milletvekilleri arasında kavga çıktı. Terörle ilgili genel görüşmenin ise 26 Ekim 2011 Çarşamba günü, saat 14.00'te yapılacağı bildirildi.
Saldırıdan bir sonraki gün, 20 Ekim 2011 tarihinde Türk askerlerin cenazeleri, Van'da otopsileri yapıldıktan sonra, Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı'ndan helikopterlerle memleketlerine gönderildi. Yine aynı gün sabah saatlerinden itibaren Heron insansız hava araçlarının tespit ettiği Kavuşak, Işıklı ve Kazan Vadisi bölgelerine Hakkâri Dağ Komando Tugayı'ndan ve Çukurca'daki Sınır Jandarma Tugayı'ndan özel eğitimli komandolar indirildi. İki adet Cobra tipi helikopter ise Zap Vadisi boyunca bölgeyi bombaladı. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; grup başkanvekilleri Muharrem İnce ve Akif Hamzaçebi, Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ve Ankara Milletvekili Sinan Aygün ile birlikte yaralı askerleri GATAda ziyaret etti ve durumları hakkında bilgi aldı. Akif Hamzaçebi, ziyaret sonrası yaptığı açıklamada bilinci kapalı olan yaralı bir astsubayın hayati tehlikesi olduğu bilgisi aldıklarını, GATA'da dört yaralı bulunduğunu ve dördünün de ameliyat olduğunu ifade etti. Diğer yaralılarınsa Hakkâri ve bölge hastanelerde olduğu belirtildi.
PKK'nın askeri kanadı HPG ise saldırılarla ilgili şöyle bir açıklama yaptı: "T.C. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Hakkâri’ye düzenlediği ziyaret ile startı verilen Medya Savunma Alanları’na yönelik imha operasyonu gerillalarımız tarafından Devrimci Halk Savaşı ruhu ve büyük bir direnişle püskürtülmüştür. Türkiye’de KCK tutuklamaları adı altında halkımıza yönelik başlatılan siyasi soykırım saldırılarının oluşturduğu ortamda gerçekleştirilen bu devrimci operasyonumuz T.C. ordu ve devletinin sınırötesi operasyon girişimini engellemiştir. Yaşanan bu çatışma ve kayıpların sorumlusu Hakkâri’ye gelip halkla görüşmek yerine, ordunun kamuflaj kıyafetlerini giyerek Kürt halkını katliamdan geçiren Tansu Çiller’in izinde ilerleyen Abdullah Gül’dür."
21 Ekim 2011 tarihinde açıklama yapan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, operasyonun terörü bitirmeye yönelik olduğunu belirterek, nokta atışı için ABD ile istihbarat anlaşmaları olduğunu vurguladı. Kandil'de köylerin tahliye edildiğini de hatırlatan bakan, Milliyetçi Hareket Partisi tarafından önerilen olağanüstü hâlin kullanılmadan bu işin çözülmesini istediklerini; ancak gerektiği takdirde de başvurulabileceğini ifade etti.
Çatışmaya katılan askerlerin; korucuların mevzilerini bıraktıkları ve kendilerine telsiz veya telefonla ulaşamadıklarını anlattıkları iddia edildi.[2][3]
Düzenlenen saldırıyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün talebi üzerine, Genelkurmay Harekât Başkanı Korgeneral Abdullah Recep ve Kara Kuvvetleri Harekât Başkanı Tümgeneral Haluk Cumali Çetinkaya tarafından kendisine Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde brifing verildi.[4]
22 Ekim 2011 tarihinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinde bir açıklama yayınlayarak; gönderilen taziye mesajları için teşekkürlerini ve gösterilen destek için TSK mensupları adına saygı ve şükranlarını sunduğunu iletmiştir.[5][6]
Operasyonlara ilişkin açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise yaptığı açıklamada, terörün kökünü kazımanın, kurutmanın hükûmet olarak görevleri olduğunu belirtmiş ve askerin yurt içindeki noktalarda ve yurt dışında aldığı yetkiyi kullanarak son vuruşu yapmak için tüm gayreti gösterdiğini söyledi. Bursa'da bir mağazanın açılışına katılan Arınç, şunları söyledi: "Bu harekatın sonrasında askerlerimiz, polislerimiz, bütün güvenlik üçlerimiz, eşkıyayı ininde boğmak için harekete geçti. Başta Genelkurmay Başkanımız olmak üzere, bütün kuvvet komutanları, polisin başındaki bütün ekipler şu anda hem yurt içinde hem de topraklarımızın dışında büyük bir faaliyetin içindeler. Genelkurmay başkanımız ve komutanlarımız, bu işi bitirmeden Ankara'ya dönmeye, evlerine girmemeye adeta söz verdiler. Allah'ın izni ile bu iş bu acılar en kısa zamanda feraha dönsün, memleketimiz, bu güzel vatanımız huzur içinde, güvenlik içinde en kısa zamanda sükunete kavuşsun. Bütün dileğimiz budur."[7][8][9] ABD Beyaz Saray sözcüsünün yaptığı açıklamaya göre ise ABD Başbaknı Barack Obama, saldırının ardından telefonla görüştüğü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, PKK ile mücadelede ABD'nin vereceği desteği görüşmek üzere "uzmanlar heyeti" yollayacağını belirtti.[10]
Arazideki operasyonların yanı sıra şehir merkezlerinde de PKK'ya yönelik çalışmalar devam etti. Mardin'de PKK'nın üst yönetimine yönelik düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan ve mahkemeye sevk edilen 22 kişiden 13'ü tutuklandı.[11][12] Hakkâri ilinin Çukurca ilçesindeyse savcılık tarafından verilen izinle belirlenen adreslere özel harekat polisleri tarafından baskınlar düzenlendi.[13]
24 Ekim 2011 tarihinde, saldırıların planlayıcısı Suriye uyruklu Bahoz Erdal kod adlı Fehman Hüseyin'in bir süredir Türkiye topraklarında olduğu iddia edildi. PKK'nın, Türkiye'nin yanında yer alan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'ye bir elçi göndererek "Türkiye'ye destek verme" talebinde bulunduğu iddia edildi. Operasyonların yaşandığı bölgelerdeyse hâlâ ciddi çatışmaların yaşandığı belirtildi.
Saldırının duyulmasının ardından Türkiye'deki bütün basın yayın organları, haberi ve ilerleyen gelişmeleri "son dakika" olarak verdi. Bunun üzerine tüm Türkiye'de protesto gösterileri düzenlendi ve yüzlerce kişi askere gitmek için askerlik şubelerine dilekçe verdi. Gösterilere sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri de katıldı.[14][15]
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen 27. İSEDAK Toplantısı öncesinde saldırı ile ilgili yaptığı ilk değerlendirmede ilk kez "intikam" sözcüğünü kullanmış, "saldırının intikamının çok büyük olacağını ve misliyle alınacağını" dile getirmiştir.[16][17]
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, birçok bakanın, MİT müsteşarının ve Genelkurmay ikinci başkanının katıldığı bir toplantının ardından Erdoğan bir konuşma yapmıştır. Konuşmasında zaiyata açıklık getirmekle beraber, hükûmetinin asla geri adım atmadığını ve atmayacağını, terörü açıkça veya dolaylı olarak destekleyenlerin cezalandırılacağını söyledi. Ayrıca hükûmeti eleştiren muhalefeti de sağduyuya davet etti ve Türkiye'nin asla bölünmeyeceğini belirtti.[18][19]
Saldırıların ardından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir basın toplantısı düzenledi. Konuşmasında ölen askerlerin sorumlusunun Recep Tayyip Erdoğan olduğunu, hükûmetin görevini yerine getirmediğini ve çözüm aramak yerine eleştiri yaptığını belirtti. Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasında, hükûmetin terör sorununu çözmekten aciz olduğunu belirterek TBMM'de bir terör komisyonunun kurulması gerektiğini söyledi. 20 Ekim 2011 tarihinde tekrar açıklama yapan Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerinin çarpıtıldığını ve hükûmetin çözüm önerileri olduğu takdirde tam destek vereceklerini açıkladı.[20] Mecliste konunun görüşülmesi esnasında kimi zaman gerginlik yaşandı.[21] Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise "olağanüstü hal" ilan edilmesini talep etti.[22][23]
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), saldırıyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada PKK ve hükûmete "savaşı durdurma" çağrısında bulundu.[24] Bu çağrı üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Onların ağzına barış ifadesi yakışmıyor!" diyerek tepki gösterdi.[25] 22 Ekim 2011 tarihinde Barış ve Demokrasi Partisi'nin Diyarbakır'daki kongresinde konuşan BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, meydana gelen çatışmanın "terör" değil, "hak isteyenlerle vermeyenler arasındaki bir savaş" olduğunu öne sürdü.[26]
Ölen Türk askerlerinin cenazelerine katılım da oldukça geniş çaplı oldu. Sinop'ta Piyade Uzman Çavuş Halil Özdoğru'yu 15.000, Adana'da Çavuş Koray Özel'i 10.000, Aksaray'da Jandarma Komando Onbaşı Yavuz Çoban'ı 10.000, Yozgat'ta Jandarma Üsteğmen Murat Bek'i 8.000, Aydın'ın Nazilli İlçesi'nde Komando Er Mehmet Çetin'i 30.000 kişi uğurladı. Saldırıda ölen Türk askeri Er Mehmet Ağgedik'in Elazığ'daki cenaze töreni esnasında olaylar çıktı. Cenaze konvoyu hareket hâlindeyken; katılanlardan yaklaşık 100 kişilik bir grup, Barış ve Demokrasi Partisi İl Temsilciliği'ne saldırmak istedi. Barikatı aşmaya çalışan grubu, bölgede önlem alan çevik kuvvet ekipleri tazyikli su ve biber gazı kullanarak dağıttı. Çıkan arbedede bazı polisler yaralanarak, ambulanslarla hastaneye kaldırıldı.[27]
Saldırıdan sonraki gün Kırklareli'nin Vize ilçesindeyse okula gitmeyen sayıları bine yakın lise öğrencisi, ilçe merkezine beş kilometre uzaklıktaki Çavuşköy'e kadar ellerinde Türk bayrakları ve afişlerle yürüdü ve saldırıda ölen Piyade Er Ufuk Bozkurt'un babasının evinin önünde sloganlar attı. Piyade Er Ufuk Bozkurt'un babası Fedai Bozkurt bir süre ağladıktan sonra baygınlık geçirdi.[28] İstanbul'da ise Taksim Meydanı'nda toplanan; sendika üyeleri, siyasi parti temsilcileri ve lise öğrencilerinin de aralarında bulunduğu yaklaşık iki bin kişi sloganlar atarak terörü lanetledi.[29]
20 Ekim 2011 akşamı Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı telefonla arayarak Kuzey Irak'ta devam eden harekât için destek verdiğini iletti.[30] Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin eski başbakanı ve KDP Genel Başkan Yardımcısı Necirvan Barzani Ankara'ya gelerek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüştü. Görüşmeye Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidan da katıldı. Bu görüşmeden sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bir araya geldi. 21 Ekim 2011 Cuma günü; son dönemde PJAK ile yoğun çatışmalar yaşayan İran'ın Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi, Ankara'ya geldi.[31][32] Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüşme yapan Ali Ekber Salihi, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada özellikle daha önce medyada yakalandığı öne sürülen Murat Karayılan'ı yakalamadıklarının üzerinde durdu.[33][34]
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Ben devletten şunları şunları isterim ama olmadığı takdirde bu taleplerimi C4 patlayıcısına bağlarım derseniz bu hak aramak değildir. Bu cinayettir, bu bir vahşettir." dedi.[35]
Bazı eğlence mekanları olayın etkisiyle çalışmamıştır. İstanbul Ortaköy'deki ünlü eğlence mekanları kapalı kalmış, Türk bayrakları asmıştır.[36] Terör gündemiyle toplanan TBMM'de çok sert tartışmalar yaşanmıştır.[37] Özellikle BDP'ye karşı cereyan eden olaylarda milletvekilleri birbirlerini dövme girişiminde bulunmuş, küfürler edilmiş ve bazı milletvekilleri köstebeklikle suçlanmıştır. Muharrem İnce konuşma yaparken AKP milletvekilleri sıra kapaklarına vurarak protesto yapılmış, hem hükûmete hem de BDP'ye sert eleştiriler gelmiştir.[38] BDP milletvekili Sırrı Sakık, CHP sıralarına doğru yürümüş ve bu esnada birçok hakaret duyulmuştur. Bundan sonra CHP milletvekilleri ile AKP milletvekilleri arasında da kavgaya dönüşebilecek sert tartışmalar yaşanmış, oturuma ara verilmiştir.[38]
Bazı sanatçılardan da önemli tepkiler geldi. TRT 1'de "Gülben" adlı programın sunucusu Gülben Ergen, yayını iptal ederek "Bu olayların bitmesi için ne yapmamız gerekiyor, Ankara'ya mı yürüyelim, grev mi yapalım? Benim çocuğum da askere gidecek, ama bu olayların bitmesi gerekir. Yıllar önce Bülent Ersoy benim erkek çocuğum olsa askere göndermezdim demişti, yerden yere vurulmuştu. Ben şu an kendisine hak veriyorum. Biz hep 'Vatan sağolsun ülke sağolsun' diyerek geçiştirip duruyoruz ama işin özü böyle değil, bunu bitirmek için birilerin artık bir şey yapması gerekiyor" dedi. Bununla beraber Bülent Ersoy ve Hülya Avşar da sahne programlarını iptal etti. Birçok kanaldaki eğlence programlarına ara verildi, Best FM ve birçok radyo kanalı da yayına ara verdi.[39][40] Fenerbahçe Futbol Takımı kaptanı Alex de Souza da, FB TV'de yaptığı açıklamada Hakkâri'deki saldırılarda ölen askerlerin ailelerine sabır dilediğini ileterek, "Artık canlar yanmasın, şehitler verilmesin." dedi.[41] AKUT Arama Kurtarma Derneği, internet sitesinin giriş sayfasını değiştirdi ve başsağlığı mesajı yayınladı.[42]
22 Ekim 2011'de Süper Lig'in Bursaspor ile Trabzonspor karşılaşmasından önce her iki takımın taraftarları da saldırıyı protesto eden tezahüratlar yaptı. Trabzonsporlu oyuncular maçtan önce, "Şehitler ölmez, vatan bölünmez!" yazılı tişörtler giydiler. Maç öncesinde stadyum hoparlöründen çalınan 10. Yıl Marşı'na tüm tribünler eşlik etti. İstiklâl Marşı'nın okunması sırasında, Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin stadyum girişinde dağıttığı Türk bayrakları dalgalandı. İki takımın futbolcuları ve hakemler sahaya birlikte taşıdıkları Şehitlerimizi saygıyla anıyoruz yazılı pankartla çıktılar. Son saldırılarda öldürülen asker ve polislerin fotoğraflarının yer aldığı, üzerinde Başımız sağolsun. yazılı pankart açıldı ve bir grup taraftar, üzerlerinde öldürülen asker ve polislerin isimlerinin ve memleketlerinin yazılı olduğu kartonlar taşıdı. Maç, Türkiye Futbol Federasyonu'nun aldığı karar gereği öldürülen polis ve askerler anısına saygı duruşunda bulunularak üç dakika geç başladı.[43]
Saldırının duyulmasının ardından pek çok devlet ve uluslararası kuruluş tarafından açıklamalar yapıldı.[44][45] Ayrıca Real Madrid'de forma giyen Türk futbolcular Mesut Özil, Hamit Altıntop ve Nuri Şahin, 22 Ekim 2011 tarihinde La Rosaleda Stadı'nda yapılacak karşılaşmada siyah bant ile sahaya çıkacaklarını açıkladılar.[46][47] İspanya futbol liginde 23 Ekim akşamı oynanan Atlético Madrid - Mallorca maçında Atlético Madridli oyuncular, Arda Turan'ın aldığı özel izinle maça kollarında siyah bant takarak çıktı. Valencia'da forma giyen Türk millî futbolcu Mehmet Topal ise hem Van'daki deprem sonrası ölen vatandaşlar için, hem de ölen askerler için takımının Athletic Bilbao ile oynayacağı maç öncesi bir dakikalık saygı duruşunda bulunulmasını sağladı. Mehmet Topal maça da kolunda siyah bantla çıkarken, Valencialı taraftarların saygı duruşuna eşlik ettikleri görüldü.[48]
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon saldırıyı endişeyle karşıladığını ve PKK'nın Irak topraklarını komşu ülkeleri hedef alan sınır ötesi saldırılar için kullanmasını kabul edilemez olduğunu düşündüğünü bildirmekle beraber, Türkiye ve Irak'ın toprak bütünlüğüne saygı duyulması gerektiğini belirtti.[49]
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland başsağlığı dileklerini iletti ve yıllardır terörden mağdur olan Türk halkıyla dayanışmalarını vurguladı. Bununla beraber Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, terörün panzehirinin daha fazla demokrasi ve insan hakları olduğu yönündeki açıklamalarına da katıldığını belirtti.
Avrupa Birliği Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, "utanç verici" olarak nitelendirdiği saldırıları dehşetle öğrendiğini ve şiddetle kınadığını belirtti. Başsağlığı ve yaralılara geçmiş olsun dileklerini ileten Ashton, Avrupa Birliği'nin; mücadele kararlılığında Türkiye'nin yanında olduğunu belirtti.[50][51] Ayrım gözetmeyen bu saldırıların meşruiyeti olamayacağını vurgulayan Ashton, PKK'nın; Avrupa Birliği'nin "terör örgütleri listesinde" olduğunu belirterek, Türkiye ile bu konuda diyaloğun arttırılmasına hazır olduklarını yakın zamanda belirttiklerini dile getirdi.[50][51]
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Hakkâri ve Bitlis'teki saldırıları şiddetle kınadıklarını ve bu tür eylemlerin hiçbir meşruiyetinin olamayacağını belirtti. Ölen askerlerin aileleri ve sevenlerine başsağlığı dileyen Rasmussen, NATO müttefiklerinin mücadelede Türkiye ile dayanışma içinde olduğunu belirtti.[51]
Fransa Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, PKK tarafından Türkiye'nin güneydoğusundaki askeri mevzilere gerçekleştirilen saldırıların şiddetle kınandığı bildirildi ve yaşanan son saldırıların, terörle mücadele ve Kürt sorununa siyasi çözüm arayışında Türkiye'nin yanında yer alma iradesini daha da kuvvetlendirdiği bildirildi.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama, saldırıları şiddetle kınadığını bildirdi ve PKK'nın eylemlerini sona erdirmek, Türkiye'nin güneydoğusundaki insanlara barış, istikrar ve refah sağlamak için Türkiye hükûmetiyle olan güçlü işbirliklerine devam edeceklerini açıkladı. Son olarak Türk halkının, dünyadaki tüm halklar gibi onuruyla, barış ve güvenlik içinde yaşamayı hak ettiğini söyledi. ABD Ankara büyükelçisi Ricciardone de bir açıklama yaparak, saldırıyı şiddetle kınadıklarını ve Türkiye'nin mücadelesini sonuna kadar desteklediklerini söylemiştir. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner ise yaptığı açıklamada Türkiye ile Irak'ı teröre karşı işbirliğine çağırmış, Türkiye'nin teröre karşı kendini savunma hakkını "tam olarak" tanıdıklarını belirtmiştir.[52] ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da bir açıklama yaparak, saldırı sonrası gerçekleştirilen operasyonlarda Kuzey Irak'a girilmesini, bu durum karşısında başarılı bir askerî operasyonun gerekliliği olarak yorumlamıştır.[53]
Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Türkiye ile Irak sınırındaki askerî birliklere yönelik saldırılarda çok sayıda askerin hayatını kaybetmesinden dolayı büyük üzüntü yaşadıklarını ve Alman hükûmetinin, artan şiddet olaylarından büyük endişe duyduğunu belirterek, şiddetin artmaması için gerekli önlemlerin alınması çağrısında bulundu.
İngiltere Başbakanı David Cameron, saldırı ile ilgili yaptığı açıklamada "Dehşete düştüm!" ifadesini kullandı. Açıklamasının devamında büyük üzüntü duyduğunu ve saldırıları kınadığını bildirirken, İngiltere'nin mücadele konusunda Türkiye'ye her türlü desteği vermeyi sürdüreceğini belirtti.
Kosova Başbakanı Haşim Taçi, Kosova hükûmetinin Türkiye'de yaşanan saldırıları en sert şekilde kınadığını ve bu saldırıların insan hakları, demokrasi ve Türkiye'nin bağımsızlığı ile egemenliğine yönelik olduğunu belirtti. Kosova hükûmeti ve halkı adına taziyelerini ileten başbakan, zor zamanlarında Türkiye'nin yanında olduklarını bildirdi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, saldırı ile ilgili olarak Türkiye'nin acısını paylaştığını bildirdi ve Türk halkına başsağlığı diledi.[54][55][56] Bakü'de eğitim gören Türk öğrenciler ise Türkiye'nin Azerbaycan Büyükelçiliği önünde PKK'ya karşı protesto yaptı.[57]
Irak Dışişleri Bakanlığı'ndan yayımlanan açıklamada PKK'nın düzenlediği saldırı kınandı ve benzer saldırıların önlenmesi adına Türk hükûmetiyle güvenlik işbirliği yapmakta duyulan kararlılık vurgulandı.[31]
Kuzey Irak'taki Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı arayarak; saldırıyla ilgili taziyelerini iletti ve saldırının Kürt halkını ve Türk-Kürt kardeşliğini hedef aldığını belirterek, olayı şiddetle kınadıklarını bildirdi.[58] Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin eski başbakanı ve KDP Genel Başkan Yardımcısı Necirvan Barzani ise saldırı karşısında Türkiye ile birlikte olduklarını ve bu eylemin Türk ve Kürtlerin ilişkilerinin bozulmasına neden olmaması gerektiğini ileterek, Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlatılan demokratik açılımı destekleriklerini ve atılan bu cesur adımları Kürt halkının değerlendireceğine inandıklarını belirtti.[32]
21 Ekim 2011 Cuma günü; son dönemde PJAK ile yoğun çatışmalar yaşayan İran'ın Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi, Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun daveti üzerine Ankara'ya geldi.[31][32] Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüşme yapan Ali Ekber Salihi, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada daha önce medyada yakalandığı öne sürülen Murat Karayılan'ı yakalamadıklarının üzerinde durdu. Türk halkına başsağlığı dileyerek sözlerine başlayan bakan, “Türkiye’nin sorunu bizim sorunumuzdur, bizim sorunumuz Türkiye’nin sorunudur.” diyerek mücadeledeki kararlılıklarını ortaya koydu.[33][34]
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, saldırılar sonucu Türk askerlerinin şehit olmalarını üzüntüyle öğrendiğini ve kardeş Türkiye'nin yaşadığı acıyı paylaştığını bildirmiş, Kazakistan halkı ve şahsı adına taziyelerini iletmiştir.
Arnavutluk Başbakanı Sali Berisha saldırıyı kınamış ve bu olayı yürütenlerin adalet önüne çıkarılmaları gerektiğini belirtmiştir. Türkiye Cumhuriyeti toprakları içerisinde meydana gelen PKK saldırısını "çirkin bir terör eylemi" olarak niteleyen başbakan, terörist eylemi sert bir şekilde kınarken, şehit ailelerine ve dost olarak nitelendirdiği Türk halkına taziyelerini iletmiştir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu saldırıyla ilgili Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan ve Necdet Özel'e taziye mesajları gönderdi. Mesajlarda "şehit haberleri Kıbrıs Türk Halkında da derin bir hiddet ve tarifi olanaksız üzüntülere neden olmaktadır" denildi.[59] Başbakan İrsen Küçük, Erdoğan'a gönderdiği taziye mesajında "anavatan Türkiye’nin acısı Kıbrıs Türk halkının acısıdır" dedi ve saldırıyı kınadı.[60] Saldırılar nedeniyle Doğu Akdeniz Üniversitesi[61] ve Lefke Avrupa Üniversitesi[62] öğrencileri yürüyüşler düzenledi. 21 Ağustos günü Yakın Doğu Üniversitesi'ndeki (YDÜ) gösterilerde ülkücü öğrencilerle doğu kökenli öğrenciler arasında olaylar çıktı, iki polis yaralandı, dört öğrenci göz altına alındı.[63][64] 22 Ağustos günü Girne'de ülkücüler tarafından eylem yapıldı.[65]
Dünya basını; PKK'nın Yüksekova ve Çukurca'daki saldırılarını "flaş haber" olarak vermiş, saldırı sonrasında Türk askerî birliklerinin Kuzey Irak'a geçerek takibi sürdürdükleri belirtilmiştir.[66] İngiliz Financial Times ise haberi anasayfasından, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "intikamı çok büyük olacak" sözleriyle duyurdu. Katar merkezli El Cezire televizyonu da haberi manşetten duyururken, saldırının PKK tarafından oldukça uzun bir zaman sonra düzenlenen en ciddi, en koordine ve en ölümcül saldırı olarak niteledi. CNN'in haberinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kazakistan gezisini iptal ettiği bildirilerek, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın açıklamalarına yer verildi. İngiliz BBC televizyonu, Türk haber ajanslarının yayınlarından derlemeler yapmakla beraber PKK saldırılarının kronolojilerine yer verdi. Uluslararası ekonomi gazetesi Wall Street Journal, 1984 yılında eylemlerine başlayan PKK'nın şimdiye kadar en büyük saldırılarından birisini gerçekleştirdiğini ve sonrasında Türk kuvvet komutanlarının Hakkâri'ye gittiklerini belirtti. Bunların yanı sıra Amerikalı Washington Post ve Fox News, Alman Frankfurter Allgemeine, Fransız Le Figaro ve Le Monde, İngiliz The Telegraph, İsrailli Haaretz, İranlı Press TV'de de habere geniş yer verildi.[66][67] Reuters haber ajansının ise haberlerinde PKK'dan sadece "örgüt" ve PKK üyelerinden "isyancı" olarak bahsetmesine Türkiye'de Merkez Bankası ihale bilgilerini piyasaya geçen, piyasaları takip eden yerli ve yabancı yatırımcılar tepki gösterdi. Yatırımcılar, ajansa yorum ve röportaj vermeyerek boykot uygulama kararı aldı.[68]
Der Spiegel: Alman haber dergisi "Der Spiegel" internet sitesinden duyurduğu haberde, Çukurca saldırısının yıllardır yaşanan en kanlı saldırılardan birisi olduğunu ve çatışma sonrasında Türk askerinin Kuzey Irak'a girdiğini bildirdi.[69] Alman dergi, Türkiye'nin saldırı karşısında başlattığı operasyonla ilgili olarak yayınladığı haberde pek çok PKK'lının öldürüldüğünü bildirerek, operasyonu "şiddetli" (masif) olarak duyurdu. Haberin ilk satırlarındaysa Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, "saldırganların peşinden 'sonuna kadar´ gidileceği" ifadesine yer verildi.[70] Haberlerde PKK'lılardan "asi, isyankar" olarak bahsedilmesi, derginin forumlarında yazan okuyucuların çoğunun tepkisini çekti.[71] Yayınladığı başka bir haberdeyse saldırıda ölen askerlerin intikamı olarak havadan ve karadan başlatıldığı belirtilen operasyonun, en kötü ihtimalle bir iç savaşa yol açabileceği vurgulandı. Türkiye'nin, 1992'den beri gerçekleştirilen en ağır saldırının şokunu yaşadığı belirtildi.[72]
Ölen Türk askerlerinin kimliği açıklanmıştır.[73][74]
Rütbesi | Adı ve soyadı | Memleketi |
---|---|---|
Jandarma Üsteğmen | Murat Bek | Yozgat |
Piyade Asteğmen | Bilal Özcan | İstanbul |
Jandarma Kıdemli Başçavuş | İbrahim Geçer | Konya |
Piyade Uzman Çavuş | Halil Özdoğru | Sinop |
Piyade Uzman Çavuş | Mustafa Aslan | Çorum |
Piyade Çavuş | Koray Özel | Adana |
Piyade Çavuş | Yunus Yılmaz | Ankara |
Piyade Çavuş | Birol Elmas | Sakarya |
Piyade Uzman Onbaşı | Reşit Eracan | Elazığ |
Piyade Onbaşı | Mesut Cengiz | Hatay |
Piyade Onbaşı | Mesut Kazanç | Erzurum |
Piyade Onbaşı | Yavuz Çoban | Aksaray |
Piyade Onbaşı | Fikret Özer | Samsun |
Piyade Onbaşı | Hüseyin Güldal | Kocaeli |
Piyade Onbaşı | Soner Ateşsaçan | Artvin |
Jandarma Er | Eyüp Çolakoğlu | İstanbul |
Piyade Er | İdris Çam | Kahramanmaraş |
Piyade Er | Fevzi Kazak | Gaziantep |
Piyade Er | Mehmet Çetin | Aydın |
Piyade Er | Süleyman Kalkan | Isparta |
Piyade Er | Ahmet Tunçer | Bitlis |
Piyade Er | Mehmet Ağgedik | Elazığ |
Piyade Er | Ramazan Akın | Ağrı |
Piyade Er | Ufuk Bozkurt | Kırklareli |