Bu maddede birçok sorun bulunmaktadır. Lütfen sayfayı geliştirin veya bu sorunlar konusunda tartışma sayfasında bir yorum yapın.
|
Engelli bireylerin cinsellik yaşamadığı fikri dünya genelinde oldukça yaygın bir kanıdır.[1] Ancak, engelli bireyler cinsel deneyimlerini pek çok yolla ve pek çok farklı şekillerde deneyimleyebilmektedirler. Çünkü cinsellik; bireylerin sahip olduğu engel türlerine göre farklılık gösteren, çeşitli cinsel davranışları bünyesinde barındırabilir. Ancak toplum bilincinin ve bilimsel çalışmaların yetersizliğinden dolayı ve cinselliğin tabu olarak görülmesi sebebiyle cinsellik deneyimleme hakkına birçok engelli birey erişememektedir.[2] Ayrıca engellilik ve cinsellik kavramlarının kesişim kümesi olarak olumsuz tutum ve davranışların varlığı, engelli bireylerin haz odaklı cinsel eğitim almalarının önünde engel teşkil etmektedir.[3]
19. Yüzyılda ilk kez kullanılmaya başlanan cinsellik kavramı cinsel doyumu, iki kişi arasında gerçekleşen sosyal, biyolojik ve psikolojik yönleri olan özel bir deneyim olarak açıklamaktadır.[4] Bazı toplumlarda bastırılması gereken bir güdü sayılan cinsellik kavramı sosyal kurallar, değer yargıları ve tabuların belirlediği bir çerçeveye sıkıştırılmış olsa da yemek yemek, su içmek kadar insani bir ihtiyaçtır. Çok eski toplumlarda, "cinsel sapkınlığı" önlemek için çok fazla büyü kullanılmaktaydı ve çoğu hastalık, ilkçağ doktorlarından biri olan Hipokrat'a kadar tıp felsefesi kullanılarak doğaüstü güçler tarafından açıklandı.[5] Histeri rahatsızlığı olan kadınlar da ani duygu değişimleri dolayısıyla cadı oldukları düşünülerek yakılmaktaydı. Fakat Hipokrat histeriyi “ruhsal nedenlere bağlı ortaya çıkan fiziksel bir sorun” olarak açıklamıştır.[6] Cinsellik kavramı dört büyük din tarafından farklı şekillerde yorumlanmaktadır. Örneğin; Hristiyanların İncil' ine göre cinsel ilişki, “şeytanın teriyle kirlenmedir” ve kişinin ruhunu arındırabilmesinin ancak cinsel perhiz ile sağlandığına inanılır. Bu nedenle, Hristiyanlıkta cinsellik, cinsel istek ile cinsel yasak arasındaki çatışmadan kaynaklanan dini, sosyal ve psikolojik bir korku ve endişe haline gelmiştir. Ancak İslam'da cinsellik üremenin yanı sıra bir arzu kaynağı ve yaşama sevinci sayılmaktadır.[7] Evli bireyler arasında karşılıklı haz duygusunun olmasını ister ve bunu öğütler. Ancak günümüzde cinsellik kavramı dini, toplumsal ve kültürel açıdan henüz aşılabilmiş değildir. Modern toplumlarda bunun bir gerekli olduğuna dair yaygın bir görüş olsa da daha gelenekçi kültürlerde cinsellik tabu olma özelliğini korumaktadır.[8]
Engellilerin cinselliği; toplum tarafından fazlasıyla görmezden gelinen ve bastırılan bir kavramdır. Toplum, engelli bireylerin cinsel olarak aktif olmadığını varsayılmaktadır. Engelli bireylerin aseksüel bireyler olduklarına dair bir algının oluşması birçok farklı nedenden kaynaklanabilir. Bunlardan bazıları engelli bireylere yönelik mitlerin bulunmasıdır. Örneğin;
Bunların yanı sıra bazı ülkelerde kalıtsal hastalıklı çocukları önleme yasası gibi teklifler önerilmiştir. Bu teklifler, zorla engelli bireylerin kısırlaştırılmasını önermektedir.[9] Engellilerin yaşadığı zorlukların yanı sıra bu ve buna benzer toplumsal baskılar engelli bireyleri psikososyal açıdan etkilemekte ve evlilik ilişkilerinin kötüleşmesine neden olmaktadır. Bugün dünyada ve Türkiye'de bazı sivil toplum kuruluşları engellilerin cinsel haklarını korumak ve geliştirmek için çalışmalar yapmaktadır. Bunlardan bazıları:
Türkiye Özürlüler Eğitim ve Dayanışma Vakfı-ÖZEV (1994)
Türkiye Özürlüler Eğitim ve Dayanışma Vakfı engelliler ve onların ailesi tarafından 1994 yılında kurulmaya başlanmış sivil toplum örgütüdür. Amacı engellilerin bağımsız yaşaması, onların haklarını savunma, eğitimi, topluma kazandırılması ve rehabilite edilmesidir. Bu amaçla ulusal ve yerel alanlarda birçok çalışmalar yapan ÖZEV engelli bireylerin cinsel yaşamına yönelik bir proje başlatmıştır. Uzman kadrolar aracılığıyla engelli bireylere ve onların ailelerine ulaşıp cinsel eğitim ve üreme eğitimleri verilmiştir.[10]
Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı (TAPV), Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) iş birliği kurarak engelli bireylerin cinsel ve üreme sağlığı gibi sıklıkla göz ardı edilen konularda çeşitli etkinlikler ve çalışmalar meydana getirmektedir.
Türkiye'de ilk kez Kozan ve diğerleri (2006-2007) tarafından uygulanan “Engelliler İçin Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Projesi” (ZORCSUS) ile sağlık eğitimi aracılığıyla engelliler ve ailelerinin üreme ve cinselliği üzerine çalışmalar yapılmış ve adı geçen ailelerden gelen çocukların cinsel gelişimlerine yönelik farkındalık artırılmıştır. Proje kapsamında Türkiye genelinde engelli çocuğa sahip ailelere ve eğitimcilere engelli bireylerin cinsellik ve üreme sağlığı konusunda eğitim verildi. Proje, Türkiye Engelliler Dayanışma ve Eğitim Teşkilatı (ÖZEV), Bilimsel ve Teknik Araştırma Vakfı (BİTAV) ve Türkiye Aile Planlaması Derneği (TAPD) tarafından gerçekleştirilmiştir.[11]
Kültürel baskı nedeniyle Türkiye'de cinselliğin günah, yasak gibi kavramlarla ilişkilendirilmesi insanların cinsel yaşam konusundaki düşünce, duygu veya problemlerini dile getirememesine neden olabilmektedir. Bu konunun toplumun birçok kesimince yok sayılması engelli bireylerin cinsel yaşamının göz ardı edilmesine yol açmaktadır. Türkiye'deki engellilerin yaşam şartları dolayısıyla toplumdan izole bir yaşam sürmek zorunda kalmaları da bunun nedenlerinden biridir.[11] Toplumun fiziksel ve zihinsel engellilere yönelik tutumu, bakım için başkalarına muhtaç olma durumu, ailenin sahip olabileceği aşırı korumacı tutum veya bireyin yeterince sosyalleşebileceği imkanlara sahip olamaması nedeniyle cinsel yaşamı konusunda çeşitli zorluklarla karşı karşıya gelebilir.[12] Fiziksel engellilerin cinsel yaşamına dair çalışmaların oldukça kısıtlı sayıda olduğu görülmektedir.[13] Zihinsel engellilerin cinsel yaşamına yönelik ise yaşıtlarından daha fazla cinsel davranış sergilediklerine dair bir inanış vardır. Ancak zihinsel engelli bireyler, nerede, ne zaman ve hangi koşullarda cinsel davranışın uygun olduğunu bilmedikleri için, yani cinsel davranışları üzerinde kontrol kazanmalarına yardımcı olabilecek eğitimlerden uzak oldukları için bu inanışlar yaygındır.[14] Cinsellik konusunun bir tabu olarak görülmesi ve toplumun geneli bu konuda bilinçsiz olması nedeniyle engelli bireylerin yakınları ne yapmaları gerektiğini bilememektedir. Fakat engelli bireylerin cinsellik alanında da eğitim görmesi ve sosyo-kültürel ortama uygun olarak cinsel ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri, gelişim süreçlerinin bileşenlerindendir.[15] Zihinsel engelli çocukların ruhsal olarak sağlıklı büyümeleri için cinsel kimliklerine uygun olarak yetiştirilmeleri, ebeveynlerinin onları tanıması ve benimsemeleri kadar önemlidir.
Ebeveynlerin zihinsel engelli çocukların cinsel ihtiyaçlarına cevap bulmakta yaşadıkları zorluklar, Türk toplumunun mahremiyet ve aile-çocuk ilişkileri, özel eğitim konularındaki geleneksel görüş ve tutumlarının ötesine geçmektedir.[16] Özellikle cinsel eğitim alanında iyi bilinen ve her zaman etkili olduğu düşünülen yöntemlerin, zihinsel engelli bireyler için yeterince etkili olmaması yeni ve özel yöntemler geliştirilmesine yönelik ihtiyacı ortaya çıkarmaktadır.[17]
Engellilik durumu, bireylerin cinsel sağlığını etkileyebilir. Cinsel sağlık, fiziksel ve duygusal sağlıkla sıkı bir ilişki içerir ve bu nedenle engelli bireylerin cinsel sağlığı, genel sağlıklarının ayrılmaz bir parçasını oluşturur.
Engellilik, bazı durumlarda engelli bireylerde cinsel sağlık sorunlarına yol açabilir. Fiziksel kısıtlamalar, duygusal zorluklar veya iletişim engelleri, cinsel deneyimleri etkileyebilir ve engelli bireylerin cinsel tatmin ve sağlık konularında yaşadığı özel zorluklara yol açabilir.
Engellilik durumu bireylerin cinsel sağlığını etkilese de her bireyin deneyimi farklıdır. Engelli bireylerin cinsel sağlık ihtiyaçlarına duyarlılık göstermek ve destek sağlamak, kapsayıcı ve insan haklarına saygılı bir toplumun önemli bir parçasıdır.[18]
Engellilik türleri fark etmeksizin engelli bireyler hayatın birçok noktasında olumsuz bir takım deneyimler yaşamaktadır. Konu cinsellik olduğunda da engelli bireyler için durum farksız değildir. Bunun en önemli nedeni ise toplumda engelli bireylerin aseksüel insanlar olduğuna dair yaygın bir kanı olmasıdır. Buna ek olarak, ailelerin korumacı tutumu, bireylerin yalnız kalamaması, bakım için başkalarının eşlik etmesi, mekanların yetersizliği gibi nedenlerde engelli bireylerin cinsellik deneyimlerini kısıtlamakta ve olumsuz etkilemektedir.[19] Fiziksel ve zihinsel engelli bireylerle yapılan çalışmalar kısıtlı olmasına rağmen, iki gruptaki bireylerin de aktif cinsel hayata sahip olabilecekleri bilinmektedir.[15][19]
Fiziksel engel, kişinin bedensel yeteneklerini kısıtlayan ya da bütünüyle ortadan kaldıran bozukluktur.[19] Engelli bireylerin cinsellik deneyimleri gerek bireysel gerek toplumsal önyargılar sebebiyle yok sayılmaktadır. Engelli bireylerin büyük bir çoğunluğunun aktif bir cinselliğe sahip olmadığı bilinmektedir.[20] Ancak cinselliği deneyimleyen ve deneyimlemek isteyen bireyler için cinsel işlevlerini yerine getirmeye yardımcı araçlar vardır. Bu araçlar bireylerin fiziksel engel durumlarına göre farklılık gösterebilmektedir ve engelli bireyler bu araçları kullanarak cinselliğe daha kolay erişebilmektedir.[21]
Engelli bireylerin cinsel ihtiyaçlarının olduğunu ve bu bireylerin de cinselliği engelsiz bireyler gibi deneyimleme hakkına sahip olduklarını düşünen bir grup Tayvanlı gönüllü tarafından ‘Hand Angels’ adlı sivil toplum kuruluşu oluşturulmuştur.[22] Bu grup gönüllü olarak bireylerin cinselliği deneyimlemelerine yardımcı olmak için seks seansları düzenlemekte ve bu seanslar ortalama 90 dakika sürmektedir. Ancak seans sürecinden önce yaklaşık 6 aylık bir hazırlık süreci olduğunu ifade etmektedirler.[23]
Zihinsel engel, bireylerin zihinsel fonksiyonlarının belirli derece işlevsizliği sebebiyle ortaya çıkan, kişilerin bireysel ve sosyal alanda uyum ve davranışsal problem yaşamalarına sebep olabilecek engel türüdür.[24] Tarihsel süreçte zihinsel engelli bireyleri tanımlamak için birden fazla terimin kullanıldığı görülmüştür ancak DSM 5'in güncel versiyonunda ‘Intellectual Disability’ (Anlıksal Yetiyitimi) olarak geçmektedir.[15]
Zihinsel engelli bireylerin gelişim düzeni içerisinde biyolojik ve fizyolojik gelişimlerinin zihinsel engeli olmayan bireylerle neredeyse aynı olduğu bilinmektedir. Bu nedenle bilişsel düzeyde gelişim problemleri olsa da cinsel gelişimleri olağan sırasıyla devam etmektedir.[25]
Zihinsel engelli bireylerin cinselliği hakkındaki fikirler ikiye ayrılmaktadır. (a) Cinsel gelişimleri engellemeye yönelik görüşler, kişilerin cinsellik hakkındaki bilgileri ne kadar az olursa o kadar iyi olur görüşü; (b) bireylerin cinselliği deneyimlemeye hakları olduğunu savunan görüştür.[15] Cinsel davranışı kontrol eden ilaçlar, ikinci bir kişiyle ilişki sağlamak ve mastürbasyon zihinsel engelli bireylerin cinsel deneyim kazanmaları veya cinsel deneyimlerini sınırlandırmak için başvurulan yöntemlerdendir. Buna ek olarak, Türkiye'de ailelerin başvurduğu bir başka yöntem ise seks işçileri ile engelli bireylerin cinsel ihtiyaçlarını gidermektir.[15]
Engelli bireyler zihinsel ya da fiziksel engelli olmaları fark etmeksizin cinsel şiddet, saldırı ve tecavüze maruz kalmada oldukça riskli grupta yer almaktadır. Diğer riskli gruplarda olduğu gibi engelli bireylerde de suçlunun mağduru korumasız ve zayıf görmesi taciz ve tecavüz olayların başlıca nedenlerindendir. Ayrıca, kültürel ve sosyal bağlamda toplumun faili koruyucu tavır takınması ve cinsel şiddete maruz kalmış engelli bireylerin haklarının görmezden gelinmesi suçlu olan kişilere güven vermektedir.[12] Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği'nin (TOHAD) ve Açık Toplum Vakfı'nın yaptığı bir araştırmaya göre 2012-2017 yılları arasında medyada gösterilen 391 engellilere yönelik saldırı suçlarının neredeyse yarısının cinsel saldırı suçları olduğu bulunmuştur.[26] Ek olarak bu çalışmanın gerçek sayıları göstermediği ve cinsel saldırı suçlarının bu sayılardan daha fazla olduğu düşünülmektedir. Ayrıca yapılan çalışmalara göre zihinsel engelli bireyler ve kadın bireyler diğer engelli bireylere oranla cinsel şiddete daha fazla maruz kalmaktadır.[12] Türkiye'de yapılmış başka bir çalışmaya göre 2005-2015 yılları arasında yayınlanmış 278 haberde cinsel şiddet ve tecavüz mağduru insanların 194'ü kadın ve zihinsel engellidir.[12]
Özellikle engelli bireylere yönelik olan cinsel suçlara özel olmasa da TCK'nin cinsel saldırı suçlarına karşı hazırlanmış madde 102/3'a göre ve engelli bireylere yönelik hazırlanmış 5378 sayılı kanun sayesinde engelli bireylerin hakları koruma altına alınmaya çalışılmaktadır.[27][28]
Engelli bireyler cinselliklerini özgürce deneyimleyebilmekte aynı zamanda da, kendilerinden cinsel olarak uyarılan bireyler için arzu nesnesi olabilmektedirler.[29] Parafili, kişilerin cinsel uyarılmasının başlaması ve/veya sürdürülmesi için bir kişiye has ve/veya sosyal olarak kabul edilmeyen bir uyarana cinsel tepki verme ihtiyacı ve bağlı kalma durumudur.[30]
Engelli kişilere yönelik cinsel arzu, "Adanmışlık (Devotism)"; engelli kişileri arzu nesnesi olarak gören kişiler ise "Adanmış (Devotee)" olarak adlandırılır.[29] Arzulanan kişinin dış görünüşünün belirli bir özelliğe bağlı olduğu bir parafili olan Akrotomofili (Acrotomophilia), cinsel olarak arzulanan kişinin ampute olmasıdır.[30] Buna ek olarak, arzulanan kişinin hareket kabiliyeti kısıtlı (örn. bacak desteği, tekerlekli sandalye, vs.) kişilere karşı uyarılması Abasyofili (Abasiophilia) olarak adlandırılmıştır.[31][32]
Geleneksel işler engelli bireyler için erişilemez, erişilse bile sürdürülemez şartlar altında olabiliyor.[33] Kişilerin engellilik durumları, engellilikleri sebebiyle iş yerinde maruz kaldıkları ayrımcılık, fuhuşun daha kısa sürede daha çok para kazandırıyor olması olması engelli bireyler için fuhuş yönelimi arttırabiliyor.[33][34]
Öte yandan engelli bireyler daha güvenli bir şekilde ve yargılanmadan cinsel deneyim için fahişeleri başvurabiliyor.[35] 2000 yılında Avustralya'da kurulan ‘’Touching Base’', fahişeler ve engelli bireylerin iletişim kurmasını kolaylaştırmak ve güvenli hâle getirmek için kurulmuştur.[36] Bir başka örnek olarak, ABD'nin bazı eyaletlerinde Cinsel Vekillik (Sexual Surrogacy) adı verilen uygulama yapılmaktadır. Bu uygulamada klinik bir model esas alınarak seansalara bir terapist dahil edilir.[37] Uygulama klinik odağı sebebiyle fuhuştan daha farklı görülür.
LGBT (Lezbiyen, gay, biseksüel, trans) ve engelli bireyler topluluğun azınlıkta kalan gruplarıdır. Bununla birlikte LGBT ve engelli bireyler çok daha azınlıkta kalan bir gruptur.[38] Bu iki grubun kesişiminde kalan bireylerin deneyimleri sosyal, psikolojik ve cinsel açıdan çok daha zor olabiliyor. LGBT engelli bireyler her iki toplulukta da genellikle kimliklerinin tam olarak tanınması ve kabul edilmesinin zor olduğunu ifade etmektedirler.[39] Bu sebeple, iki toplulukta da dışlanma ve damgalama gibi olumsuz deneyimler yaşamaktadırlar.[40]