Geleneksel bilgelik veya genel kabul görmüş görüş, genel olarak halk ve/veya bir alanda uzmanlar tarafından kabul edilen fikirler veya açıklamalar bütünüdür.[1] Dinde bu ortodoksi olarak bilinmektedir.
Bu terim genellikle ekonomist John Kenneth Galbraith'e atfedilmektedir ve Galbraith bu terimi 1958 tarihli kitabı The Affluent Society'de kullanmıştır:[2]
Herhangi bir zamanda kabul edilebilirlikleri nedeniyle itibar gören fikirler için bir isim bulmak yerinde olacaktır ve bu isim bu kabul edilebilirliği vurgulayan bir terim olmalıdır. Bu fikirleri bundan böyle geleneksel bilgelik olarak adlandıracağım.[3]
Bununla birlikte terimin tarihi en az 1838 yılına kadar uzanmaktadır.[4] [n 1] Geleneksel bilgelik, Galbraith'ten önce bir dizi başka eserde, bazen iyi huylu[5] veya tarafsız[6] bir anlamda, ancak daha sık olarak aşağılayıcı bir şekilde kullanılmıştır.[7] Ancak, önceki yazarlar bu terimi “sıradan bilgi” ile eşanlamlı olarak kullanmışlardır. Galbraith bu ifadenin benzersizliğini vurgulamak için başına özellikle “The” ekini getirmiş ve anlamını toplum tarafından da kabul edilebilir ve rahat olan sıradan inançlarla sınırlandırarak, bu inançların kendilerini zayıflatabilecek gerçeklere direnme kabiliyetlerini arttırmıştır. The Affluent Society'nin metni boyunca bu kavrama defalarca atıfta bulunarak, akademik ekonomide yeni fikirlere karşı gösterilen yüksek derecedeki direnci açıklamak için bu kavrama başvurmuştur. Bu nedenlerle, genellikle modern kullanımda bu deyimin icadı ve popülerleşmesiyle anılmaktadır.
Geleneksel bilgelik her zaman doğru olmak zorunda değildir. Genellikle yeni bilgilerin kabul edilmesine ve yeni teori ya da açıklamaların getirilmesine engel teşkil eden, meşru revizyonizmleaşılması gereken bir engel olarak görülmektedir. Diğer bir deyişle, geleneksel bilgelik, karşıt inancın ortaya konmasına karşı çıkan atalete benzer bir özelliğe sahip olup, bazen modası geçmiş ancak geleneksel bir görüşe güçlü bir şekilde sahip olan kişiler tarafından yeni bilgi veya yorumun saçma bir şekilde inkâr edilmesi noktasına kadar varabilmektedir. Geleneksel bilgelik kullanışlı, çekici ve kamuoyu tarafından derinden benimsenmiş olduğundan dolayı, bu atalet birçok uzman ve kanaat önderinin yeni bir geleneğe geçmesinden sonra bile devam edebilmektedir.
Geleneksel bilgelik, konuşma noktaları olgusuyla yakından ilişkili olarak siyasi bir kavram da olabilmektedir. Bu terim, doğru olsun ya da olmasın, sürekli tekrarlanan ifadelerin geleneksel bilgelik haline geldiğini ima etmek amacıyla aşağılayıcı bir şekilde kullanılmaktadır.
Genel olarak, neredeyse hiç kimsenin itiraz etmediği kabul edilmiş bir gerçeği ifade etmektedir ve bu nedenle profesyonel bir bağlamda bile normatif davranış veya inancın bir ölçüsü veya kaynağı olarak kullanılmaktadır. Mesela 1950'de çoğu doktor arasında bile tütün içmenin sağlığa pek de zararlı olmadığı görüşü hakimdi. Bugün ise geleneksel görüş bunun zararlı olduğu yönündedir. Daha dar anlamda, bilim ve mühendislik alanındaki geleneksel görüş bir zamanlar bir insanın bir uzay aracında on sekizden fazla g kuvvetine maruz kalması halinde ölümcül yaralanmalara maruz kalacağı şeklindeydi, ancak artık öyle değildir. John Stapp araştırmalarında defalarca çok daha fazlasına dayanmış, 1954 yılında 46 G'nin üzerine çıkabilmiştir.
Kanıta dayalı tıp, uzman görüşünün geleneksel bilgeliğini ve bilimsel verilerle nasıl bir araya geldiğini kabul etmeye dönük bilinçli bir çabadır. Kanıta dayalı tıp, uzman görüşünün “kanıt” olduğunu kabul etmektedir ve “klinik araştırma çalışmaları tarafından üretilen bilgi türü ile bireysel hastalar için en iyi kararı vermek için gerekli bilgi türü arasındaki boşluğu” doldurmak için bir rol oynamaktadır.[8]
Kaynak hatası: <ref>
"n" adında grup ana etiketi bulunuyor, ancak <references group="n"/>
etiketinin karşılığı bulunamadı (Bkz: Kaynak gösterme)