Koladera (Portekizce telaffuz: [kulɐˈdejɾɐ]; Cabo Verde Kreolü: koladera, Portekizce telaffuz: [kolɐˈdeɾɐ]) Cabo Verde kökenli bir müzik türüdür.
Müzik türü olarak koladera allegro 'dan andante 'ye değişken tempoya ve 2-vuruşlu ölçüye sahiptir.[1] En geleneksel formu beşlikler dizisi nden oluşan armonik yapıdadır. Şarkı sözleri birbirinden bir nakaratla ayrılan beyitlerden oluşmaktadır. Koladera hemen her zaman teksesli formda kompoze edilir.[2] Çok sesli örnekleri enderdir ve genellikle minör tonaliteden majöre ya da tam tersi geçişlerdir.
Daha önce söylendiği gibi, koladera en gelenksel şekliyle bir "beşlikler dizisi" takip eder. Bu karakteristik özellik önceli olan morna müziğinden gelen doğrudan bir mirastır. Böyle olmasına rağmen pek çok besteci (özellikle çağdaş besteciler) her zaman bu yapıyı kullanmaz.
Son dönemde zouk ile birlikte bir parça değişmesine rağmen, melodik olarak, ana beyitlerin sıralı değişimi, nakaratlar, melodik tarama, hece yutumu, ritmin birden değişmesi gibi mornaya benzer özellikler göstermektedir.
Koladera müziğinin genel temaları hicivler, sosyal eleştiriler, şakalar ya da neşeli ve oynak havalardır. C. Gonçalves[3]'e göre Boa Vista morna müziğinin de ana temaları tam olarak bunlardır. Ancak Boa Vista morna müziğinden Brava morna müziğine olan tematik geçiş sonrasında, yeni gelişen koladera Boa Vista morna müziğinin ilk tematiğini devralmıştır. Bu temalar otaçağ Protekiz escárnio e maldizer şarkılarındakilere benzer.
Koladera çalan bir grubun enstrümantal kompozisyonu sabit bir yapıda değildir. Orta büyüklükteki bir grupta, bir solo enstrüman, şarkıcının sesi ve perküsyonun yanında, Cabo Verde'de yaygın olarak “violão” da denen Klasik Gitar ve ritmik akorlar için bir cavaquinho bulunabilir. Daha büyükçe bir grupta ikinci bir gitar, bir akustik bas gitar, birden fazla solo enstrüman (keman, klarnet, trompet gibi..) ve birden fazla vurmalı çalgı (shaker, güiro, zil, konga gibi..) bulunabilir.
Gitar, Cabo Verde'de popüler olarak “mãozada” denilen özel bir yöntemle çalınır. Başparmakla çalınan ve vuruşları belirten bir bas ile diğer parmaklarla ritmik olarak çalınan akorlar koladera müziğinde belirgin olarak seçilebilir.
60'lı yıllardan itibaren koladera müziğinde elektriksel enstrümanlar kullanılmaya başlanmıştır. Perküsyon enstrümanlarının yerini Bateri alır, bas ve eşlikçi sesler ise bas gitar ve elektrikli gitar ile çalınmaya başlar. 80'li yıllardan itibaren synthesizer gibi elektronik enstrümanların yoğunluklu kullanımı kimilerince takdir edilmiş ancak pek çok kişi tarafından da eleştirilmiştir. 90'lı yılların sonlarında kökenlere bir dönüş olmuştur ve akustik enstrümanlarla yapılan performanslar daha çok rağbet görmeye başlamıştır.
En geleneksel formunda, şarkılar genellikle nakarat kısmıyla aynı melodiye sahip olan ve bir solo enstrüman tarafından çalınan giriş bölümüyle başlar, daha sonrasında şarkı ana beyitlerin sıralı değişimi ve nakarat kısımlarıyla devam eder. Yaklaşık olarak şarkının ortası geçildikten sonra nakarat yerine solo enstrüman tarafından bir ara taksim yapılır. Ancak yeni nesil kompozitörler her zaman bu sıralamayı kullanmamaktadırlar.
Koladera dansı çiftler halinde yapılan bir salon dansıdır. Bir kol partneri sararken diğer kol ile el ele tutuşulur. Şarkının ilk ölçüsünde bir yana yapılan ve ritmik vuruşları belirleyen iki sallanma ve omuz devinimleri, sonraki ölçüde diğer yana tekrarlanır.
Koladera kelimesi köken olarak dışarıya çıkıp colá müziği söylemek anlamına gelmekteydi. Sözlü anlatıma göre[4] besteci Anton’ Tchitch’ 30'lu yıllarda bir morna şarkısının temposunu kasıtlı olarak hızlandırdığında yeni bir müzik türünün doğmuş olması muhtemeldir. Dinleyiciler içinden birinin kalkıp “já Bocê v’rá-’l n’um coladêra” (şarkıyı koladera ya dönüştürmüşsünüz!) diye bağırdığı, yani koladera gibi hareketli çalındığını kastettiği rivayet edilir. Teknik olarak koladera, morna müziğinin temposu hızlandırılarak nota uzunluğunun yarıya düşürülmesiyle ortaya çıkmıştır.
Bu yeni tür müzikal anlamda çoğunlukla Brezilya müziğinden gelen etkileşimlerle yavaş yavaş pekişmiştir. Tür S. Vicente'den diğer adalara da yayılır ve biri Mindelo'daki Barlavento, diğeri Praia'daki Sotavento olmak üzere farklı stile sahip iki temel ekol ortaya çıkar.
50'li yıllardan başlayarak koladera müziğinde morna da olduğuna benzer yenilikler görülmeye başlar. Elektrikli enstrümanların kullanımı, yurtdışı performanslar ve plak kayıtları ile türün uluslararası bağlamda tanınır hale gelmesi bu döneme rastlar. Koladera Brezilya müziği yanı sıra Anglo-Saxon müziğinden de olmak üzere çeşitli yurtdışı akımlardan etkilenmeye devam eder. 70'li yıllarda sömürgecilik karşıtı hareketler ve sosyalist ülkelerle olan ilişkilerle birlikte rumba, salsa, kumbiya gibi Latin Amerika müzikleri ve özellikle Angola ve Gine-Bissau olmak üzere Afrika müziği etkileri görülür.
Müzikal yapı olarak koladera kendisini mornaya bağlayan karakterisitik özellikleri zaman içinde kaybetmeye başlar. Morna ve koladera olarak iki ayrı bölümlendirmenin belirginleşmesi de bu döneme rastlar.
50'li yıllardan başlayarak Fransız Antilleri'nin zouk müziğinin Cabo Verde müziği üzerindeki güçlü etkisi görülür. Bu etkilenmede zouk ile koladera arasındaki ritmik benzerliklerin yanı sıra Antiller ile Cabo Verde arasındaki, her ikisinin de adalar topluluğu olması, halklarının Afrika kökenli oluşu, Kreol dilinin konuşulması gibi kültürel benzerliklerin de etkisi büyük olmuş olmalıdır.
Saflıktan yana olan bazı çevreler zouk'un Cabo Verde müziği üzerindeki bu etkisine iyi gözle bakmasa da bu etkilenme kesinlikle büyük bir ticari başarıyı beraberinde getirmiştir. Bu koladera türü daha çok yurtdışında yaşayan yeni nesil Cabo Verdeli müzisyenler arasında kabul görmüş ve uygulanmıştır. Zouk etkisindeki koladera'nın aşırı derecede ticarileşmesi ve banalleşmesi de bu dönemde olur.[5]
Nispeten yeni bir müzikal tür olmasına rağmen koladera'nın da kendi içinde bazı türleri vardır.
Mornanın bir türevi olduğundan koladera da armonik yapısı, dize yapısı, değişken senkoplu melodik çizgisi ile önceline benzerlik gösterir. J. Monteiro'ya[4] göre standart koladera morna'dan çıkan bir sonuçtur. Dolayısıyla, normalde dakikada 60 vuruşlu bir morna parçası, dakikada 120 vuruşla çalındığında koladera olmaktadır. Ne var ki durum her zaman böyle değildir.
Bunun sebebi 50'li yıllarda bu koladera türünün ileri gelen müzisyenlerin farklı tercihlerinden kaynaklanan iki karşıt stilinin[3] olmasıdır:“Ti Goy stili”[3] daha yavaş tempoda (moderato) ve daha basit melodik çizgidedir. Geleneksel 3 akorlu seriler ve kafiye kullanımı vardır ve temaları daha iğneleyicidir. “Tony Marques stili”[3] ise daha hızlı tempodadır (allegro). Ritme uyumlu melodiler, daha zengin akor dizileri, akorlar arasında geçişler ve daha değişken temaların kullanımı göze çarpar.
Sonraları bu iki farklı stil birbirlerini etkilemiştir ve 60'lardan sonraki derlemeler genellikle bu iki stilin karması olmuştur.
Bu koladera türünde bas çizgisi ölçünün vuruşlarını işaretler.
Lundum bir zamanlar Cabo Verde'de rağbet gören bir müzik türüdür. Günümüzde bu tür artık bilinmemektedir. Boa Vista'da müzikal bir tür olarak değil ama düğünlerde çalınan özel bir şarkı olarak varlığını sürdürmektedir.[6]
Ne var ki lundum tamamen yok olmamıştır. Lundumun mornaya dönüşmesinin yanı sıra lundum Brezilyalıların bossa nova ve samba-cançãosu ve daha sonrasında gelişen koladeradan etkilenerek değişime uğramaya devam etmiştir. Bugün bu tür yavaş koladera adının yanı sıra toada ya da contratempo olarak da bilinir. Bossa nova ile olan benzerliklerinden ötürü cola-samba ya da “sambed” coladeira olarak da anıldığı olur. Koladeranın daha düşük tempolu (andante) versiyonudur. Yapısı mornaya göre daha basittir. Melodinin ritmik vurgulaması ölçünün ilk vuruşunda ve ikinci yarının ilk vuruşundadır. Büyük olasılıkla bu türün en bilinen örneği Cesária Évora tarafından seslendirilen “sodade” adlı şarkıdır.
Bu koladera türünde bas çizgisi ölçünün ilk ve son çeyrek-vuruşlarını işaretler.
Önceden söylendiği gibi 80'lerden itibaren güçlü bie zouk etkisi gözlenir. Bazı eserlerde cola-dance, cola-zouk, cabo-swing, cabo-love gibi adlarla anılan zouk/koladera karışımı alt türler ortaya çıkmıştır.
Diğer eserlerde ise performans pratik olarak bir zouk kopyasıdır. Bu türde ritmik vurgulama zouk ile aynıdır. Melodik vurgulama farklıdır. Hece düşümü farklı bağlamda yapılır ve melodi çizgisi geleneksel koladeraya göre daha az süreklilik arzeder, duraklamalar vardır. Armonik sıralama her parçada farklılıklar gösterir ve beşlik diziler nadiren kullanılır. Kompozisyon yapısı koladera ve mornadaki nakaratla ayrılan beyitlerden farklıdır ve mısraların organizasyonu daha esnektir.