Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu, Türkiye'de Sağlık Bakanlığı tarafından koronavirüs pandemisi nedeniyle COVID-19 hastalığı ile mücadele için 10 Ocak 2020 tarihinde oluşturulan danışma kurulu. Enfeksiyon, mikrobiyoloji, viroloji, iç hastalıkları, yoğun bakım ve göğüs hastalıkları alanında üniversitelerde akademisyen olarak çalışan tıp bilimcilerinden oluşturulan kurul, 38[1] kişiden oluşmakla beraber başkanlığını Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yapmaktadır.[2]
Mart 2020'de Dünya Sağlık Örgütü tarafından SARS-CoV-2 virüsünün neden olduğu COVID-19 hastalığının pandemi ilan edilmesinden önce Ocak 2020'de Türkiye Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın çeşitli bürokratlarla yaptığı toplantı sonrasında salgına karşılık bir bilim kurulunun oluşturulması kararlaştırıldı. Bakan tarafından verilen talimat doğrultusunda alanında uzman çeşitli üniversitelerdeki öğretim üyesi 26 kişi kurula davet edildi.[3] Türkiye'nin "önde gelen üniversitelerinden alanında yetkin, yazdıkları bilimsel makalelerine yurt dışından da atıf yapılan akademisyenler" tercih edilirken kurul kararları tavsiye niteliği taşımakta ve yürürlüğe koyma yükümlülüğü Sağlık Bakanlığına aittir. Kurul aldığı kararları tavsiye olarak bakana bildirmekte, danışma kurulu hüviyetinde çalışmaktadır.[4] Kurulun üye sayısı başlangıçta 26 kişiden[5] oluşurken daha sonra 31 kişi[2] oldu. Nisan 2020'de üye sayısı 38 yapıldı.[1]
Kurul üyeleri Ocak ayında kurulduğundan beri her gün Ankara'da Sağlık Bakanlığı binasında 13.30'da toplanmakta, alınan kararlar kamuoyunda paylaşılmaktadır. Virüs salgını nedeniyle sürekli online toplantılarla da bir araya geldikleri gibi üniversitelerdeki görevlerine devam etmektedirler. Kurul salgının etkilerinin kırılmasına yönelik mücadele kararlarını almakla beraber; sosyal medya, televizyon ve gazeteler aracılığıyla bilimsel olmayan bilgi ve öneriler konusunda vatandaşların doğru bilgilendirilmesini görevini de üstlenmektedir.[5]
Bilim Kurulu şu ana kadar, Çin'deki Türk vatandaşlarının Türkiye'ye taşınması, yurtdışı uçuşların yasaklanması, ülke kara sınırlarının belirli ülkelere kapatılması, referans ve pandemi hastanelerinin belirlenmesi, vatandaşların yurt dışı seyahatlerinin ertelenmesi, yurt dışından gelen vatandaşlar için 14 günlük karantina tavsiyesi, eğitime ara verilmesi, konaklama tesisleri, restoranlar, yurtlar ve huzurevlerinde tedbirlerin çeşitlendirilmesi, açık ve kapalı cezaevlerinde açık görüşlerin ertelenmesi tavsiye kararlarında bulundu.[6]
Vuhan'da 9 Ocak 2020'de gerçekleşen ilk ölümün ardından 14 Ocak'ta Bilim Kurulunun hazırladığı "2019-nCoV Hastalığı Rehberi" Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlandı.[7] Rehberde özellikle sağlık çalışanlarına yönelik hastaların bakımı ve izolasyonu, vakanın tanımlanması için gerekli koşullar ve tanımlama sonrasında izlenecek yollar, virüs ve hastalık üzerine genel bilgilere yer verildi. Yeni bilgiler ve gelişmelere bağlı olarak 28 Ocak'ta bilgiler Bilim Kurulu toplantısı sonrasında güncellendi. 2 Şubat'ta ise yine bir toplantı sonrasında alınan karar sonucu internet sitesi üzerinden rehberin sunumu yayımlandı.[8]
COVID-19 hastalığı ile mücadele için bilgilendirme kitapçıklarının hazırlanmasını sağlayarak Sağlık Bakanlığı tarafından İl Sağlık Müdürlüğü, tüm sağlık birimleri ve kamu kurumlarına dağıtımı yapıldı. Kitapçık içerisinde virüsün tanımı, hastalık belirtileri ve bulaşma yöntemleri hakkında bilgilendirmeler yer aldı.[9] 26 Mart 2020'de Bilim Kurulu üyeleri video konferans yöntemi ile Çinli yetkililer ve bilim insanları ile görüştü. Üç saat süren toplantı sırasında bilgi ve tecrübe paylaşımı hakkında konuşuldu.[10] Hürriyet gazetesi köşe yazarı Abdulkadir Selvi görüşme sırasında Çinli bilim insanlarının dört tavsiyede bulunduğunu söyledi. İzolasyonun, vakaların, yurtdışından gelenlerin ve sağlık çalışanlarının karantinaya alınmasının temel mücadele yöntemleri olduğunu söylediklerini iddia etti.[11]
Habertürk internet sitesi köşe yazarı Muharrem Sarıkaya, 27 Mart 2020 tarihli Bilim Kurulu toplantısı sırasında Türkiye'de salgının yönetimi konusunda üç aşamalı plan kararı alındığını iddia etti. A, B ve C planı çerçevesinde ilerleyen plan doğrultusunda A planı dahilinde belirli bölgelerin karantina alınması kararının olduğunu söylerken şu an Türkiye'de uygulanan planın A planı olduğunu belirtti. Bazı köy ve beldelerin karantina altına alınmasının bu kararın sonucu olduğunu yazdı. B planı dahilinde kısmi sokağa çıkma yasağının uygulanırken C planı dahilinde ise kesin sokağa çıkma yasağının uygulanacağını iddia etti. 2009'da hazırlanan "Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı" hükümlerinin hayata geçirildiğini anlatırken şu an elde bulunanlar dahilinde C planına geçilmesinin düşünülmediğini söyledi.[12]
28 Mart 2020'de Bilim Kurulu toplantısı sonrasında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, alınan kararların Cumhurbaşkanlığına iletildiğini ve Cumhurbaşkanı değerlendirdikten sonra açıklama yapacağını söyledi. Bilim Kurulunun tavsiye niteliğindeki kararları doğrultusunda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülke genelindeki devam eden pandemiye karşı yeni önlemleri duyurdu. Yurtdışı uçuşları tamamen sona erdirildiği, şehirlerarası yolculuğun valilik iznine bırakıldığı, valilikler tarafından pandemi kurullarının oluşturulacağını ve 30 büyükşehirde alınan bu kararların titizlikle uygulanacağını söyledi.[13] Türkiye İçişleri Bakanlığı açıklama doğrultusunda "81 İl Valiliğine Koronavirüs Tedbirleri Kapsamında Uçak/Otobüs Seferleri Genelgesi" yayımladı. Genelgeye göre Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulunun tavsiyeleri doğrultusunda alınan kararların etkinliğinin artırmak maksadıyla valiliklere talimatların iletildiği açıklandı. Havayolları iç seferleri ve şehirlerarası otobüs seferleri için ülke vatandaşlarının valilikler tarafından oluşturulacak olan "Seyahat İzin Kurulu" adlı birime başvuracakları ve zorunlu halleri kabul edilenlerin "Seyahat İzin Belgesi" alarak yolculuk yapabileceklerinden bahsedildi.[14] Bu genelgeye istinaden İçişleri Bakanlığı tarafından 10 Nisan 2020'de "2 Gün Sokağa Çıkma Yasağı" adı altında ek kararlar alınarak, 30 büyükşehir ve Zonguldak'ta iki gün sokağa çıkma yasağı uygulanacağı söylendi.[15] Metnin detayları ortaya çıkmadan açıklamanın yapılması sonrasında insanların sosyal mesafe kurallarını ihlal ederek market ve bakkallara yasağın uygulanmasından bir iki saat önce toplu olarak gitmeleri, ülke kamuoyunda tartışmalara neden oldu.[16] Yeniçağ gazetesi muhabiri Fatih Ergin'in iddiasına göre kararın gece geç saatlerde açıklanması bazı Bilim Kurulu üyelerini rahatsız etti. Sosyal mesafenin ortadan kalkmasının bazı Bilim Kurulu üyelerini istifanın eşiğine getirdiğini ama Fahrettin Koca'nın araya girmesi sonucunda birebir ikna ile istfalardan vazgeçirdiği söylendi. Market ve bakkallara yığılmaların salgına karşı günümüze kadar harcanan çabaları sekteye uğrattığı için rahatsız olunduğu iddia edildi.[17] Bilim Kurulu Üyesi Tevfik Özlü, 24 TV'de katıldığı bir programda "...halkımız dün akşam tedbirsiz dışarı çıktığı için maalesef şimdi korkunç bir bulaşma olma olasılığı var" dedi. Aynı zamanda bunun bir kırılma noktası olduğunu söylerken, "...bugün sokaklara taşan insanların hastalığı bulaştırmasının önümüzdeki bir hafta 10 gün içerisinde bir bedelinin olacağını düşünüyorum" diye eklemede bulundu. Bilim Kurulu Üyesi Serap Şimşek Yavuz da Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda "Hepimizin evinde 10 gün yiyecekleri yemek/gıda bulunurken bu izdiham nedir? Lütfen kendinize gelin! Virüs yayılmasın diye yapılıyor ama izlediğim videolara istinaden sosyal mesafe yok oldu..." dedi.[18] Posta gazetesi köşe yazarı Candaş Tolga Işık, Bilim Kurulu Üyesi Ateş Kara'nın "Risk çok ama çok büyüdü. Dün akşam itibarıyla sokağa çıkanların mutlak ama mutlak suretle 14 gün kendilerini karantinaya almaları gerekiyor" diye kendisine açıklama yaptığını söyledi.[19]
13 Mart'ta Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Ulaştırma Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turan'ın iştirakiyle Bilim Kurulu toplandı. Abdulhamit Gül, Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığının tüm tavsiye kararlarının Adalet Bakanlığı tarafından yerine getirildiğini, toplantısı sırasında Adalet Bakanlığına bağlı birimler ve hizmetlerle ilgili önerileri konuştuklarını söyledi.[20] Türkiye Adalet Bakanlığı, Bilim Kurulu üyelerinin tavsiyeleri sonucunda nisan ayının sonuna kadar ziyaretçilere cezaevlerinin kapatılması, ilk tutukluluk sürecinde hükümlülerin yurtdışına gidip gitmediğinin kontrol edilmesi, hastalık belirtisi gözlemlenmeyen ilk kez kuruma gelen tutuklu ve hükümlülerin 14 gün ayrı alanda tutulması gibi virüse karşı alınan tedbirleri içeren bir acil eylem planı açıkladı.[21] Kararlar, 28 Mart'ta iki hafta süreyle uzatıldı. Bilim Kurulunun önerisiyle 10 Nisan'da kararların 30 Nisan 2020 tarihine kadar devam etmesi konusunda anlaşıldı. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada "açık ve kapalı ceza infaz kurumlarındaki avukat ziyareti dahil bütün görüşler, açık ceza infaz kurumlarında kalanların özel izin hakları, hastalık ve güvenlik durumları dışında bir ceza infaz kurumundan başka kuruma yapılan nakiller, hükümlülerin kurum dışı çalışma, lokanta, sosyal tesis, dış kantin gibi iş yurdu faaliyetleri" konularında ertelemelerin olduğu söylendi.[22]
Bilim Kurulu üyeleri tarafından tanı, önlem, olası vakada uygulanacak prosedürlerde sağlık çalışanlarına yardımcı olması için hazırlanan "COVID-19 (SARS-CoV-2 Enfeksiyonu) Rehberi", 14 Nisan'da güncellendi. Rehber içerisinde belirtilene göre "numune alınması, temaslı takibi, ambulansla hasta nakli, evde hasta izlemi, belirlenen COVID-19 polikliniğinde erişkin hasta yönetimi, erişkin hasta tedavisi, destek tedavisi, çocuk hasta yönetimi ve tedavisi, teması olan sağlik çalışanlarının değerlendirilmesi, morg ve defin hizmetleri" konularında düzenlemeler yapıldı.[23] Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Ertuğrul, "tedavi rehberine göre, artık çok erken dönemlerde de hastalığı tedavi etmeye başlanacağını" söyledi.[24]
Kurul üyeleri ebola, kırım kongo ve grip konusunda tecrübeli kişilerden oluşmaktadır. Çeşitli bilimsel akademik çalışmaları olan kişiler olmakla beraber aynı şekilde uluslararası alanda hastalık konusunda yapılan çalışmaları incelemektedir. Kesin vaka tanımı yapılmasında, rehberler oluşturulmasında ve tedavi algoritmaları oluşturulmasında katkıda bulunmaktadır.[25] Kurulun üye sayısı ilk başta 26 kişiden oluşuyordu.[26]
2009'da hazırlanan 2019'da güncellenen ve influenza pandemisi için ülke genelinde kişi, kurum ve kuruluşların hazırlık yapmaları için ortaya çıkan "Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı", Bilim Kurulu üyesi olan Levent Akın, Firdevs Aktaş, Ayşegül Füsun Eyüboğlu'nun katkılarının bulunduğu bir grup bilim insanı tarafından hazırlandı.[27] Kurul üyelerinden Ateş Kara, Dünya Sağlık Örgütüne çeşitli zamanlarda danışmanlık yaptı. Aynı zamanda DSÖ'nün Ebola yayılışını engellemek maksadıyla kurulan 25 kişilik çalışma grubunda yer aldı. Şebnem Erdinç ile beraber "Ebola virüs hastalığı bilgilendirme ve vaka yönetim rehberi" hazırladı. Kurul içerisinde bulunan Sağlık Bakanlığı Hukuk Müşaviri Cemil Güneş, alınan kararların hukuka uygunluğunu denetlemek ve ihlal olmadığına dair araştırması maksadıyla dahil edildi. Levent Akın, Domuz gribi vakası sırasında etkin görev aldı ve Pandemi Kurulu üyeliği yaptı. Recep Öztürk ise Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Bilimsel Danışma Kurulu üyesi olarak yer aldı.[3]
Mart 2020'de kurulun üyelerinin daha sonradan arttırılmasıyla 26 olan sayısı 31[2] oldu. Türk Dişhekimleri Birliği üyelerinden birinin Bilim Kurulunda olması gerektiği kanaati sonrasında Sağlık Bakanlığı tarafından dişhekimlerini temsil etmesi amacıyla Figen Çizmeci Şenel üyeliğe atandı.[28] Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Gazi Hastanesi Başhekimi Ahmet Demircan da görevlendirildi.[29] Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Bilim Kurulu üyeleri ilk kez video konferans yöntemiyle 3 Nisan'da bir araya geldi.[30] Sağlık Bakanlığının Bilkent Yerleşkesi'ndeki toplantı sonrası yapılan açıklamada Bilim Kurulu üyelerinden birinin COVID-19 hastalığı belirtileri gösterdiği söylendi.[31]
6 Nisan 2020'de üyeleri arasına yedi isim daha katıldı. 31 olan üye sayısı böylece 38'e yükseldi.[1] Yeni uzmanların katılımı ile Sağlık Bakanlığının yaptığı açıklamaya göre kurulun misyonu daha da genişletildi ve aynı zamanda "psikolojik, sosyolojik, istatistiki ve din sosyolojisi boyutuyla farklı bir ekibin çalışacağı bir kurulun hazırlığı içerisinde" olunduğu belirtildi.[32][33] 7 Nisan'da bizzat Fahrettin Koca tarafından Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı sonrasında yapılan açıklamada yeni bir kurulun oluşturulduğu ve isminin Toplum Bilimleri Kurulu olduğu söylendi. Yeni kurulun görevi hakkında "...süreçle ilgili öngörü çalışmaları yapacak, toplumsal öneriler getirecek, toplum, aile ve bireyler olarak nelerden kaçınmak gerektiğinin ötesinde, bize hayatı kolaylaştıracak tekliflerde de bulunacak" dedi.[34]
Kurulun kapsamı ve çeşitliliği, birçok meslek grubu ve odaları tarafından tartışma konusu yapıldı. Başkent Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Uğur Emek, Bilim Kurulunun "Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı" çerçevesinde "bilimsel danışma kurulu oluşturulması ve bu kurulun halkla iletişimde yardımcı olması gerektiği" söylemi üzerine oluşturulduğunu belirtirken kurulun sadece tıp bilimcilerinden oluşturulmasının hata olduğunu ve salgının çok boyutlu sektörel olarak etkilerinin olduğunu belirtti. BirGün gazetesine verdiği mülakatta sadece sağlık temelli değil; "ekonomiden güvenliğe, tarımda, diplomasiye kadar makro ölçekli bir plan dahilinde" hareket edilmesi gerektiğini söyledi.[27] Salgın ile mücadele için kurulun çok önemli rol oynadığını söyleyen Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Ömer Akgül, "Koronavirüs Bilim Kurulu psikolojik ve sosyolojik faktörlerle güçlendirilmeli veya müstakil bir Psikososyal Koronavirüs Kurulu kurulmalı." açıklamasını yaptı. Salgının biyolojik etkinliği ile mücadelenin yanında psikolojik mücadelesine de önem verecek şekilde Bilim Kurulunun yeniden şekillenmesi gerektiğini belirtti.[38]
Virüs salgınına yönelik çalışmalarından dolayı Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kuruluna teşekkür eden Türkiye Dişhekimleri Birliği Başkanı Atilla Ataç, Bilim Kurulu içinde bir dişhekiminin olmamasını eleştirdi. Birliği temsil eden birinin olmamasını eksiklik olarak değerlendirdi.[39] İleriki günlerde Bilim Kurulu üyelerinin dişhekimi de olması gerektiği yönündeki kararı sonrasında TDB içerisinden birisi de kurula üye olarak katıldı.[28] Sağlık Bakanlığı Bilim Kuruluna ilk kurumsal tepki Mart ayı sonunda Bilim ve Aydınlanma Akademisi (BAA) tarafından yapıldı, BAA bilimi ciddiye almayan siyasi iktidara bir tepki olarak kurul üyelerinin derhal istifa etmesi gerektiğini bildiren bir bildiri yayımladı.[40] Bu bildiri sonrasında, gelişmeler üzerine BAA bir bildiri daha yayımlayarak "bu defa kurulu istifaya çağırmadıklarını, iktidarın propaganda aygıtına dönüştüklerini" belirten bir bildiri daha yayımladı.[41] Türk Eczacıları Birliği, ülke genelinde zorunlu sokağa çıkmama durumunun uygulanmasını isterken, tanı testlerinin eczacılara uygulanmasını ve Bilim Kurulu içerisinde bir üyelerinin olmasının gerekli olduğunu açıkladı.[42] Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ayşen Coşkun, gençlerin ve çocukların evde tutulmasının kolay olmadığını, bu sürecin zor olduğuna değindi. Ruh sağlığı danışmanlarının da Bilim Kurulunda olması gerektiğini söyledi.[43] 5 Nisan 2020'de Türkiye Diyanet ve Vakıf Hizmetleri Kolu Kamu Görevlileri Sendikası Başkanı Nuri Ünal, Diyanet İşleri Başkanlığı görevlilerinden de Bilim Kurulu üyeleri arasında birisinin olmasını istediklerini söyledi. Açıklamasında "...bilim kurullarında, din konusunda doğru bilginin ortaya konulması açısından, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyelerinden bir kişinin görev alması yerinde olacağını düşünmekteyiz ve talep ediyoruz" dedi. Yazılı olarak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya taleplerini bildirdiklerini de açıkladı.[44] Bu tür eleştirilerin ardından 7 Nisan 2020'de "psikolojik, sosyolojik, istatistiki ve din sosyolojisi boyutuyla farklı bir ekibin çalışacağı" Toplum Bilimleri Kurulu adında bir danışma yapısının oluşturulduğu söylendi.[34]
Kurulun tam yetkinliği ve "sokağa çıkma yasağı" konusunda da işlevi tartışma konusu oldu. Gazeteci Cüneyt Özdemir'in YouTube kanalına açıklamalarda bulunan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Bilim kurulu üyelerinin "tam karantina istediğini ama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bunu reddettiğini" iddia etti. Açıklamasında siyasi bir makamda değil, bilim insanı olduklarını söylerken "Bilim insanlarına buradan çağrım var. Ne önerdiklerini milletle, vatandaşla bizlerle paylaşmak mecburiyetindeler. Eğer dedikleri olmuyorsa da istifa etmek zorundalar..." diye beyanda bulundu.[45] Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Ahmet Saltık, FOX TV'de katıldığı bir programda Bilim kurulunda ilk başta bir halk sağlığı uzamanının olduğunu ve daha sonra 6-7 uzmanın katıldığını ve bunun ilk başta olmasının gerektiğini söyledi. Açıklamasına "salgını yönetmek dünyanın her yerinde Halk Sağlığı Uzmanlarının işidir. Fakat asıl sorun Bilim Kurulu’nun aldığı kararların uygulanmamasıdır..." diye devam etti ve " bilim kurulunun bu durumda varlığının anlamsız olduğunu" iddia etti.[46] İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, "Bilim Kurulu sokağa çıkmayı kısıtlama başta olmak üzere daha radikal kararlar istediği yönünde hükümete raporlar sunuyor" dedi. Fakat bunu "hükûmetin kabul etmediğini" iddia etti.[47]
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "...Ancak bu bilim insanlarının her birisi farklı farklı televizyon kanallarına çıkıp sürekli aynı şeyleri tekrarlamaktadır... Bilim Kurulundan bir sözcü tayin edilerek beyanat enflasyonun önüne geçilebilecektir..." diye açıklama yaptı. Bilim Kurulunun bir sözcüsü olmasının, fikir karmaşasını engelleyeceğini belirtti. Halkı net olarak bilgilendirmek için bunun gerekliliğinden bahsetti.[26] Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi Üyesi ve Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Gaye Usluer, Koronavirüs Bilim Kurulunun pandemi karşısında rolünü ve aldığı kararları değerlendirirken, televizyon kanallarında konuyla ilgili tartışma programlarını eleştirdi ve "Bilim Kurulunun üyeleri, Sağlık Bakanı tarafından ya da yetkilendirilen biri tarafından...vatandaşı korkutmadan doğru açıklamalar yapmalı" dedi. Ayrıca "Koronavirüs tedbiri kararlarını Bilim Kurulu almalı" derken iktidarın rolünün de "Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığının kararlarını desteklemek" olduğunu söyledi.[48]
Sözcü gazetesi köşe yazarı Yılmaz Özdil, Bilim Kurulunu Akil İnsanlar Heyetine benzeterek "...Açılımın akiller heyeti neyse, virüsün Bilim Kurulu odur. Son 17 yılda, sağlık konusunda hiç kimseye danışmayan...zihniyet... Şimdi neden bizi toplayıp Bilim Kurulu oluşturdu?" diyerek algı oluşturmak maksatlı kurulun oluşturulduğunu iddia etti. Ayrıca "...milletin başına gelenleri bütün çıplaklığıyla millete anlatın." diyerek kurulun yalın ve objektif olmadığını iddia etti.[49] Karar gazetesi köşe yazarı Ahmet Taşgetiren, siyasi irade ile kurul arasında iyi bir ilişkinin olduğunu söyleyerek bu durumu "emin ellerdeyiz duygusu, topluma güven veriyor. Onun için de toplum hayatına ilişkin kısıtlamaların genel destek görmesini" sağladığı şeklinde yorumladı. Kurulun "çok sesli" ve "siyasi iradeden bağımsız" duruşunun da toplumda güven duyulmasında etkileyen faktörler olarak gösterdi. Çözüm süreci döneminde kurulan Akil İnsanlar Heyetine de atıf yaparak iki kurul arasında benzerlik bakımından siyasi iradeye "devlet-toplum arasında iletişim kurma" eyleminde kolaylık sağladığını iddia etti.[50]
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, vatandaşların Bilim Kuruluna güveninin kırılmasına neden olan sosyal medya içeriklerinin, söylentilerin koronavirüsle mücadelede ciddi tahribata sebep verdiğini söylerken "bu mücadelede yol göstericiliği Bilim Kurulu yapmaktadır. Doğrusu da budur" dedi.[51]