Kuzey Denizi Kıta Sahanlığı Davaları, Federal Almanya ile Hollanda ve Danimarka'nın taraf oldukları ve Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) 20 Şubat 1969 tarihinde karara bağladığı kıta sahanlığı sınırlandırma ihtilafları.[1]
Hollanda ve Danimarka 1958 tarihli Kıta Sahanlığı Sözleşmesi uyarınca eşit uzaklık hattı (equidistance line) hesaplanarak Kuzey Denizi'deki kıta sahanlığının sınırlandırılmasını savunurken, Federal Almanya ise sözkonusu denize bakan kıyılarının uzun olmasına rağmen kıyı şeridinin içbükey olması nedeniyle özel koşullara rağmen eşit uzaklık hattı yönteminin uygulanması halinde dezavantajlı duruma düşeceğini iddiayla, adil (just) ve hakkaniyete dayalı (equitable) bir çözüme ihtiyaç duyulduğunu öne sürdü.
Bu çerçevede Federal Almanya'nın bu iki ülkeyle 2 Şubat 1967 tarihinde (o dönemdeki Batı Alman başkenti) Bonn'da imzaladığı iki ayrı tahkimnameyle taraflar ihtilafı Uluslararası Adalet Divanı'na götürmeye karar verdiler.
Uluslararası Adalet Divanı yaptığı değerlendirme sonucu 11'e 6 oyla aşağıdaki sonuçlara vardı:
Bu çerçevede, Divan'ın belirlediği haritayla Federal Almanya'nın kıta sahanlığı kuzeybatı yönünde ince bir koridorla (haritada E-F doğrultusunda) Hollanda ve Danimarka'nın arasına girdi ve hakkaniyet ilkesinin uygulanması çerçevesinde kıyılara sıkışmaktan kurtuldu.
Karar; 1958 yılında imzalanıp 1964 yılında yürürlüğe giren Kıta Sahanlığı Sözleşmesi'nde sınırlandırma için mutabık kalınan eşit uzaklık hattı yönteminin ilk kez ötesine geçerek, hakkaniyet ilkesi uyarınca bir düzenlemeyi kabul etti. Bu çerçevede "mevuzat/yasa ötesinde hakkaniyet" (equity praeter legem) ilkesinin kullanımı açısından uluslararası deniz hukukunda önemli bir dönüm noktası oldu.[3]