Bu madde, öksüz maddedir; zira herhangi bir maddeden bu maddeye verilmiş bir bağlantı yoktur. (Eylül 2022) |
İsyan ve kışkırtıcı iftira, İngiliz Anglo-Sakson hukukuna göre eskiden ceza gerektiren suçlardı. Günümüzde Kanada'da hâlâ ceza gerektiren suçlardır. İsyan, yasal otorite tarafından kurulu düzene karşı bir ayaklanma biçiminde olduğu kabul edilmiş, konuşma ve organize olma gibi açık bir davranıştır. Eğer beyan yazılıysa veya başka bir kalıcı biçimdeyse, kışkırtıcı iftiradır. İftira, yazı veya çizim gibi basılı bir iletişim biçimini ifade eder.[1]
İngiltere, Galler ve Kuzey İrlanda Anglo-Sakson hukukuna göre, Bir beyan, Kraliçe'nin veya onun varislerinin, hükûmetin ve anayasanın, Parlamento Meclisinin veya adalet idaresinin "nefret edilmesine veya hor görülmesine" yol açıyorsa veya kanunla kurulmuş herhangi bir Kilise veya devlet kuruluşunu değiştirmeye teşebbüs ediyorsa veya İngiliz tebaaları arasında hoşnutsuzluğu veya düşmanlığı teşvik ediyorsa kışkırtıcı kabul ediliyordu. Bir kişi, yalnızca yukarıdaki sonuçlardan herhangi birini kastederek sözcükleri veya görüntüleri basmışsa suç işlemiş kabul ediliyordu. İfadenin doğru olduğunu kanıtlamak bir savunma değildi.
Parlamento, 2009 yılında isyan ve kışkırtıcı iftira suçunu kaldırmıştır.[2] Bununla birlikte, "hükümeti etkilemek" veya "kamuyu veya halkın bir bölümünü korkutmak" için tasarlanmış eylemleri suç sayan 2000 tarihli Terörizm Yasası gibi diğer kanunlarda da benzer suçlar bulunmaya devam etmektedir.[3]
Kanada'da, kışkırtıcı suçlar, Ceza Kanunu'nun 59 ila 61. maddelerinde tanımlanmıştır. Tahrik edici bir suç, en fazla 14 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilir.[4]
Bununla birlikte, bu bölümün içeriği 60. bölüm ile daraltılmıştır. Hükûmet tarafından alınan önlemleri eleştirmek, hükûmetteki hatalara veya kusurlara dikkat çekmek veya yanlış olan konulara dikkat çekmek için iyi niyetle yapılan iletişimler cezalandırılmaz.[5]
Kışkırtıcı konuşma, hükûmeti devirmeye yönelik konuşmadır. Belirli hükûmet liderleri de dahil olmak üzere hükûmetin temel kurumlarına saldıran konuşmaları içerir.[6] Suç haline getirilmesi en azından Yabancılara Uygulanacak ve İsyana Teşvik Ceza Yasaları'na kadar uzanmaktadır.
ABD Yüksek Mahkemesi'nin Brandenburg v. Ohio kararına göre kışkırtıcı konuşmalar, -şiddete teşvik teşkil eden konuşmalar da dahil olmak üzere- "yakın" bir tehdit göstermediği sürece Amerika Birleşik Devletleri Anayasası'nın İlk Değişikliği tarafından korunmaktadır.[7]
II. Dünya Savaşı sırasında, ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt, ayaklanmacılara karşı kovuşturma yapması için ABD Başsavcısı Francis Biddle'a baskı yaptı, ancak Biddle bunun akıllıca olmadığına inanarak reddetti. Bugünün savaş karşıtı eylemcileri, kışkırtıcı konuşmalar nedeniyle yargılanmamaktadır.[8]