Latisifer, bitkilerin yaprak ve/veya gövdelerinde bulunan, ikincil metabolit olarak lateks ve kauçuk üreten dikdörtgen salgı hücresidir. Latisiferler ikiye ayrılır:
Eklemli olmayan latisifer, büyümelerine embriyonun meristematik dokusundan başlarlar, primer latisifer olarak adlandırılırlar ve bitkinin ömrü boyunca sürekli büyüme sergileyebilirler. Latisifer boruları veya süt boruları, düzensiz kenarlı duvarlara ve kendilerini çevreleyen parankima hücrelerinden daha büyük bir iç çapa sahiptirler. Latisifer borularının gelişiminde, uzama karyokinez sonucu gerçekleşir ve bitki boyunca uzayan sönosötik hücrelerde, hücre duvarı gelişmez. Bu hücreler onlarca santimetre uzunluğa ulaşabilir ve dallanmış veya dallanmamış şekilde olabilir. Onarımda ve otçul canlılara karşı savunmada rol oynadıkları düşünülmektedir. Bunun yanı sıra patojen savunmasında ve taksonomide de rol oynarlar.
Latisiferler ilk olarak H. A. de Barry tarafından 1877 yılında keşfedilmiştir.
Latisiferler, çok çeşitli proteinler üretebilen oldukça özelleşmiş hücrelerdir. Bu proteinler enzimsel aktiviteye sahip olabilirler ve bitkiyi böceklere ve diğer otçul canlılara karşı korurlar (kitinaz ve proteinaz gibi). Yapılan bir çalışmada, Croton cinsideki bitkilerde bulunan bazı proteinlerin mevcudiyetinin ve konsantrasyonunun, cinse ait incelenen üç türde birbirlerine göre büyük ölçüde farklılıklar gösterebileceği bulunmuştur.
Latekste depolanan ikincil metabolitlere ek olarak, birçok Asclepias türünde bir savunma biçimi olarak basınçlı lateks akışı incelenmiştir. Bitkinin savunmasını artırmak için bazı eklemli olmayan latisifer hücreleri yüksek basınçlı lateks depoları içerir. Bu basıncın, suyun lateks hücresine ozmotik alımından kaynaklanabileceği yani bir turgor hücresi oluşumu ile sonlanabileceği düşünülmektedir. Bu lateks depoları delindiğinde hücre patlar ve lateks, otçul canlıları durdurmak için kanal sistemi boyunca hızla hareket eder. Bir çöl bitkisi olan Bursera schlechtendalii, yaprakların gövdeye bağlandığı yerdeki kanallara basınç uygular, böylece bir otçul canlı bir yaprağı yediğinde lateks dışarı fırlar. Bu işleme "su tabancası" savunması denir.