Slavlar, 7. yüzyıldan 12. yüzyıla kadar dalgalar halinde Hristiyanlaşmamıştır, ancak eski Slav dini uygulamalarının değiştirilmesi süreci 6. yüzyıldan itibaren başlamıştır.[1] Genel olarak konuşursak, Güney Slavların hükümdarları 9. yüzyılda, Doğu Slavları 10. yüzyılda, Batı Slavları ise 9. ve 12. yüzyıllar arasında Hristiyanlığı benimsemişlerdir. Aziz Kiril ve Methodios (fl. 860–885), Bizans-Slav ayinini (Eski Slav ayini) ve bilinen en eski Slav alfabesi ve Erken Kiril alfabesinin temeli olan Glagol alfabesini tanıtmış olan "Slavların Havarileri" olarak atfedilirler.
Daha sonra RomaKatolik Kilisesi ve KonstantinopolisDoğu Ortodoks Kilisesi olarak bilinecek olan Slavları din değiştirmeye yönelik eş zamanlı misyoner çabaları, özellikle Bulgaristan'da (9. - 10. yüzyıl) 'Roma ile Konstantinopolis arasında ikinci bir çekişme noktasına' yol açmıştır.[2] Bu, 1054'teki Doğu-Batı Bölünmesi'nden önce gelen ve Yunan Doğu ile Latin Batı arasında nihai bölünmeye yol açan birçok olaydan biridir.[2] Böylece Slavlar Doğu Ortodoksluğu ile Roma Katolikliği arasında bölünmüştür. Latin ve Kiril yazılarının Doğu Avrupa'da yayılması, Roma Kilisesi ile Bizans Kilisesi'nin rakip misyonerlik çabalarıyla yakından bağlantılıdır.[3] Ortodoks Slavların çoğunluğu Kiril alfabesini benimserken, Katolik Slavların çoğu Latinceyi benimsemiş, ancak bu genel kuralın birçok istisnası da vardır.[3]Litvanya Büyük Dükalığı, Hırvat Dükalığı ve Sırbistan Prensliği gibi her iki Kilisenin de pagan Avrupalılara tebliğ yaptığı bölgelerde dil, yazı ve alfabe karışımları ortaya çıktı ve Latin Katolik (Latinitas) ile Kiril Ortodoks okuryazarlığı (Slavia Ortodoksa) arasındaki çizgiler bulanıklaştı.[3][a]