Tayyare Apartmanları veya Harikzedegân Apartmanları İstanbul’un Laleli semtinde yer alan, Mimar Kemaleddin Bey’in tasarladığı ve 1922 yılında tamamlanan orijinal olarak apartman olarak inşa edilen ama günümüzde otel olarak kullanılan bina.[1]
1918 yılında İstanbul'da çıkan yangında başta Cibali, Altımermer ve Fatih bölgeleri olmak üzere, çok geniş alan yayılan bir yangından birçok evin kül olmasının ardından, yangınzedelerin en azından bir kısmına barınak sağlamak amacıyla evler yapılması planlandı. Bu sebepten ilk başta Harikzedegan Apartmanları (harikzede aynı zamanda yangınzede demektir) olarak verilen bu yapıların Laleli’deki bir araziye inşa edilmesi görevi Mimar Kemaleddin Bey’e verildi. 1922 yılında tamamlanan ve dört bloktan oluşan yapıda toplam 124 daire yer alıyordu.[2]
İstanbul’un Müslüman halkının konut kültürü, geçmişte mahremiyetin önemle korunduğu, avlulu ve müstakil evlerin hakim olduğu mahalle yapısı etrafında şekillenmişti. Avrupa’da yaygınlaşan apartman modeli ise henüz İstanbul’a tam anlamıyla nüfuz etmemişti; Beyoğlu ve çevresinde tek tük görülen taş veya tuğladan yapılma apartmanlar, daha çok gayrimüslim nüfusun ilgisini çekiyordu. Müslüman halkın geleneksel yaşam tarzıyla örtüşmeyen bu yapı türü, uzun bir süre sınırlı bir ilgiyle karşılandı.
1918-1923 yılları arasındaki işgal döneminde, İstanbul'un yangınlardan zarar gören halkına yardım amacıyla inşa edilen Harikzedegân Kat Evleri, başlangıçta büyük umutlarla yapılmasına karşın, beklenen rağbeti görmedi. Yangın mağdurları için tahsis edilen bu evler, geleneksel konut kültüründen kopmak istemeyen Müslüman halkın ilgisini çekmedi ve birçok daire boş kaldı. Bu durum üzerine, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, boş kalan daireleri devlet memurlarına ikametgah olarak tahsis etti.
Sonraki yıllarda bu binalar Türk Hava Kurumu'na devredildi ve “Tayyare Apartmanları” adını aldı. Artık bu yapılar, İstanbul'un hatırlı ve kalburüstü kişileri için cazip bir konut alternatifi haline geldi. Geçmişte yangın mağdurlarının umudu olan bu apartmanlar, zamanla kentin sosyokültürel dönüşümüne tanıklık eden, seçkin bir simgeye dönüştü. Günümüzde ise bu tarihi yapılar, modern bir otel olarak İstanbul’un geçmişi ve bugünü arasında bir köprü işlevi görmeye devam ediyor; bu kent, tarihinin her döneminde olduğu gibi değişen dinamiklerini mekânlarına yansıtmaya devam ediyor.
Kullanıma açıldığı 1922 yılından 1985 yılına kadar apartman olarak kullanılan bu bina, 1985 yılından itibaren Net Turizm adlı bir firmaya devredildi ve bu tarihten sonra Merit Antik Hotel olarak hizmet vermeye başladı.[2] Daha sonra Naz Giyim’e devredilen bina 2006 yılından beri Crowne Plaza Old City adıyla otel olarak hizmet vermektedir.[3]