Toros kurbağası | |||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Korunma durumu | |||||||||||||||
Kritik tehlikede (IUCN 3.1)[1] | |||||||||||||||
Biyolojik sınıflandırma | |||||||||||||||
| |||||||||||||||
İkili adlandırma | |||||||||||||||
Rana holtzi (Werner, 1898) |
Toros kurbağası[2] (Rana holtzi), Ranidae familyasından ortalama boyları 6 cm ile 7.5 cm arasında değişen Türkiye'de endemik bir kurbağa türüdür.[3] Ayrıca dünyada ötmeyen tek kurbağa türü de toros kurbağasıdır.[4] Yalnızca Orta Toroslar'da bulunan Bolkar Dağlarındaki Çiniligöl (2600 m.) ve Karagöl'de (2500 m.) yaşadığı sanılırken, 2007 yılında yapılan bir araştırma[5] ile bu dağın yaklaşık 3000 m. yüksekliğinde Eğrigöl mevkiinde de yaşamakta olduğu ilk kez tespit edilmiştir.
Bu türün morfolojik yapısı sırt bölgesi sarı, yeşil siyah desenli gözlenebilirken karın pembe veya sarımsı olabilmektedir. Temel besinleri, göl kenarındaki çayırlıklarda yaşayan böcekler ve diğer eklem bacaklılardır. 1990'lı yıllarda Toros kurbağasının ürediği göllere bilinçsizce sonradan getirilen aynalı sazan balıkları yüzünden nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.[6]
Toros kurbağalarının yaşam alanı çok dardır, bu nedenle soyları tehlikeye girmeye açıktır. Tür, yolların bu kurbağaların yaşam alanı olan dağ göllerine kadar uzatılmaması, kamp yapımına izin verilmemesi ve göllerin denetlenmesi yollarıyla korumaya alınabilir.[7]
2007 yılının Ekim ayında Niğde İl Çevre ve Orman Müdürü Metin Süzgeç, toros kurbağalarının sayısında önemli bir artış gözlemlediklerini açıkladı.[8] Süzgeç, “Rana Holtzi, endemik bir tür olmasından dolayı Çevre ve Orman Bakanlığınca koruma altına alınmış türlerdendir. Son günlerde yapılan kontrollerde kurbağa yavrularının göl çevresinde çok sayıda olduğu tespit edilmiştir[8]” dedi.
İlk başlarda, 1984 yılında doğadaki canlıların ve yaşadıkları ortamların korunması amacı ile düzenlenen Uluslararası BERN sözleşmesi ile toros kurbağası koruma altına alındı.[9] 1999 senesinden beri bu kurbağalar Tarım ve Orman Bakanlığı, Niğde Valiliği ve Uluslararası Çevre Örgütleri tarafından korunma altında tutuluyor. Niğde, Ulukışla'ya bağlı Maden köyünde, Maden-Der adıyla Kurbağaları Koruma Derneği kuruldu Derneğin amacı toros kurbağalarının korunmasını sağlamak. Niğde Valiliği ise bu bölgede piknik yapılmasını, hatta Karagöl'den su alınmasını bile yasakladı. Geçtiğimiz yıl Niğde Valiliği Çevre Koruma Kurulu Bolkar Dağları'nı özel koruma alanı ilan etmiş ve bölgenin bitki örtüsünü, Coğrafi yapısın ve görünümünü bozacak her türlü etkinliği engellemek için çalışmalar başlatmıştı.
Vücut boyu 7.5 cm kadar olabilen Toros kurbağalarının derisi yumuşak, düz ve incedir. Nadiren dişilerde siğilli bir deri de görülebilmektedir. Başlarının yanında belirgin bir şekilde temporal (şakak) şeritler bulunmaktadır. Erkek olanlarda iç ses kesesi bulunduğu için, bunlar ova kurbağaları gibi ötmezler. Sırt kısımlarındaki renkler sarımsı, kirli yeşil veya sarımsı pembe olmakla birlikte siyaha yakın lekeleri de vardır. Bu lekeler arka bacaklarının üzerinde de bulunabilir. Karın bölgeleri genellikle lekesizdir ve pembe, sarı, nadiren de griye yakın bir renkte olabilir.[10]
Toros kurbağaları kenarları çayırlık dağ göllerinde yaşamaktadır. Nadiren suyun içinde bulundukları gözlemlenmiştir.[10] İlk olarak Dünya'da yaşadığı bilindiği tek yerin Ulukışla toroslarında 2560 m. yükseklikteki Karagöl olduğu biliniyordu. Fakat 2007 yılında yapılan bir araştırma[5] ile bu dağın yaklaşık 3000 m. yüksekliğinde Eğrigöl mevkiinde de yaşamakta olduğu ilk kez tespit edilmiştir. Ayrıca Karagöl'den 100 m. daha yüksekte bulunan ve daha küçük olan Çiniligöl’de de çok ender olarak yaşadığı bilinmektedir. Bu gölde ender olarak görülmesinin sebebi ise göl etrafındaki çayırlık yerlerin yok oluşudur. Bu yüzden çok sıcak yaz aylarında bile, hayatta kalma koşulları için uygun serinlikte olan bu yüksek yayla gölünde yaşamlarını milyonlarca yıldan beri sürdürmektedirler.
Toros kurbağası, yaşadığı Çinigöl ve Karagöl’ün yüksekliği nedeniyle kısa dönem bir etkin yaşam sürdürmektedir. Bu dönemlerde gölün çevresini oluşturan çayırlık ve bitkili kısımların içinde yaşayan böcekleri yiyerek beslenirler. Beslenmek amacıyla çayırlık alanda böcek bulabilmek için sudan zaman zaman 30–40 m. uzağa gidebilmektedirler. Gölün çevresinde yapılan araştırmalarda bitki türlerinin çok iyi gelişmiş olduğu kısımlarda, diğer bölgelere göre daha fazla kurbağa örneği saptanmıştır. Bu sebeple göl kenarında çayırların ve bitki türlerinin iyi gelişmesi, buradaki toros kurbağasının yaşaması için büyük önem taşımaktadır. Göl kenarındaki bitki türlerinin iyi gelişmesi, bu çayırlıklarda keçi sürülerinin dolaşarak buraları gübrelemesine bağlıdır. Bu nedenle keçi ve koyun sahiplerine sürülerini gölün etrafında dolaştırmasını teşvik etmek, toros kurbağasının yaşamanı sürdürebilmesi için iyi bir ortam oluşturacaktır.
Üreme duyusu, Mayıs ayının sonundan Ekim ayına kadar olan yaklaşık 4 aylık bir süre içinde aktif olan toros kurbağası, üreme biyolojisini tamamlamak zorundadır. Yani bu 4 aylık zaman dilimi içinde, toros kurbağası çiftleşip yumurta bırakmak zorundadır. Sezon bitene kadar da iribaş denilen yavruların, kuyruklarını kaybedip küçük kurbağa haline gelmeleri gerekmektedir.
Üreme sezonunun kısa olmasından kaynaklanan bir sorun ise bazı yerleri hâlâ buzlu olan gölün erimiş kısımlarında zaman zaman 14-16 erkek kurbağanın bir dişiyi yumurtlatmak üzere kucakladığı tespit edilmiştir. Böylece çok sayıda kurbağadan oluşan yumakta bırakılacak yumurtaların, erkekler tarafından döllenmesi sağlanmış olmaktadır.
Toros kurbağası (Rana holtzi), Dünya’da yalnızca Türkiye'nin Niğde ili Ulukışla ilçesi sınırları içerisindeki Toros Dağları'nda 2560 metre yükseklikteki Eğrigöl, Karagöl ve Çiniligöl'de yaşamaktadır.[10] Karagöl yaklaşık 60 hektar büyüklükte ve en derin yeri 12 metre olan tektonik bir göldür.