Yelboğa el-Ömerî

Yelboğa el-Ömerî (ö.1366), Memlûk Devleti emiri.

Kökeni, doğum tarihi hakkında çok fazla bilgi yoktur.[1] Ağustos 1358 tarihinde yönetimi fiilen elinde tutan emirlerden Sargatmış’ın Sultan Hasan tarafından tutuklanmasından sonra, bu emirin memlüklerinin gerçekleştirdiği isyanın bastırılmasında önemli rol oynayan Yelboğa ve aralarında Tayboğa et-Tavîl’in de yer aldığı arkadaşlarının yüzler emîrliğine terfi ettirildikleri rivayet edilir. Memlük tarihçilerinden İbn Tağrıberdî, Şeyhû ve bazı büyük emîrlerin devreden çıkmasıyla iyice güçlenen Sargatmış’ın bunlarla da yetinmeyip tahta da göz koyması üzerine, Sultan Hasan’ın onu bertaraf etmeye karar verdiğini ve bu kararı Yelboğa ve Tayboğa et-Tavîl gibi adamlarının varlığına güvenerek aldığını söylemektedir.[2]

Yelboğa, böylece devletin yönetiminde önemli ölçüde güç sahibi olmuştur. Elindeki bu güç sayesinde hâmisi Sultan Hasan’ın bazı faaliyetlerini tenkit etmeye başlamıştır. Aralarındaki gerilim, Yelboğa'nın Selâhaddin’i 17 Mart 1361'de sultan ilan etmesiyle sonuçlandı.[3]

14 yaşında olan Sultan idareyi tamamen Yelboğa'ya bıraktı. Sultan, ileri zamanlarda eğlenceye dalarak saltanata yakışmayacak hareketler içerisine girdiği anlaşılmaktadır. Atabek Yelboğa ve diğer büyük ümera, sultanı hal etmeye karar verdiler. Akıl sağlığının bozulduğu gerekçesiyle onu tahttan indirip hapsettiler, yerine de 10 yaşlarında olan Zeyneddin Şaban’ı 30 Mayıs 1363'te tahta çıkardılar. Şaban’ın tahta çıkmasıyla Yelboğa’nın nizamü’l-mülk lakabını almıştır.[4]

Yelboğa, 1365'in başlarında Haçlılar’ın İskenderiye’ye saldırdıklarını öğrenince hemen hazırlıklara girişilmesi emrini vermişti. Yelboğa ve sultan öncü bir birlik hazırlayarak İskenderiye’ye göndermişler, bunu haber alan Haçlılar şehri tahrip ederek kaçmışlardır.[5]

Avrupa devletlerinden birinin kralının, İskenderiye baskını ile bozulan ilişkileri düzeltmek ve özür beyan etmek amacıyla Temmuz 1366'da Memlük Devleti'ne elçi gönderirken, sultanın yanı sıra Yelboğa’ya da hediyeler göndermiş olması, onun devlet içindeki konumunun, en azından bazı yabancı devletler tarafından da bilindiğini ortaya koymaktadır. Diğer taraftan, muhtemelen devlet idaresinin mutlak hâkimi olmasından kaynaklanan gücüyle Yelboğa kendi memlüklerine aşırı bir şekilde sert davranmaya başlamış, bu sert ve acımasız muamele tarzı memlüklerini efendilerinin aleyhine çevirmiştir. Memlükler 9 Aralık 1366'da Yelboğa’yı ortadan kaldırmaya karar verdiler.[6] Yaptıkları değerlendirmenin sonucunda sultanı da kendi tarafına çekmeye karar verdiler. Sultan Şaban, önce kabul etmek istemediyse de, daha sonra Yelboğa’nın kendisine uyguladığı baskıdan kurtulmak ve intikamını almak amacıyla onları desteklemeye karar verdi.[7] Yelboğa yenilgiyi kabullendi ve sultan, gönderdiği bir birlikle Yelboğa'yı tutuklattırıp ve Kale’de hapsettirdi. Sultanın daha sonra onu serbest bırakmasından korkan Esendemir ve Akboğa’nın başını çektiği bir grup Yelboğa’yı kendilerine teslim etmesi konusunda sultandan talepte bulundular. Gerekli müsaadeyi aldıktan sonra Yelboğa’yı hapsedildiği yerden çıkardılar. Bir memlük, atına binmeye çalışan Yelboğa’ya saldırarak başını kopardı. Bunun üzerine diğerleri de Yelboğa’yı kılıçlarıyla parçalara ayırdılar. Başını bir meşalenin ucuna takarak sultana getirdiler. Daha sonra bir emîr Yelboğa’nın başını ve vücudunun parçalanan kısımlarını toplayarak cenazesini yıkayıp kefenledi ve Yelboğa’nın daha önce yaptırmış olduğu türbesine 14 Aralık'da defnedildi.[8]

Özel
  1. ^ Ayaz 2007, s. 82.
  2. ^ Ayaz 2007, s. 86.
  3. ^ Ayaz 2007, s. 87.
  4. ^ Ayaz 2007, s. 89.
  5. ^ Ayaz 2007, s. 90.
  6. ^ Ayaz 2007, s. 92.
  7. ^ Ayaz 2007, s. 93.
  8. ^ Ayaz 2007, s. 94.
Genel