İyonya Aydınlanması, Arkaik Yunanistan'da MÖ 6.yüzyılda başlayan bilimsel düşünce, doğanın açıklanması, fenomenlerin arkasındaki nedenselliği açıklama alanındaki bir dizi gelişmelerdir. Bu hareketlenmeler Anadolu'nun batısında İyonya kıyılarındaki Milet, Sisam, Halikarnas gibi şehirlerdeki birkaç ileri düşünürler tarafından başladı (ayrıca bkz. İyonya Okulu ve Milet Okulu.)[1][2][3][4][5]
Dünyayı düzenli ve anlaşılabilir bir şey olarak gördüler, onlara göre farklı parçaları kavranılabilir bir sistemle dizilmiştir ve tarihinin gidişatı açıklanabilirdir.
Yunan şehri Milet, Yunan felsefesinin ve Batılı bilimsel düşüncenin doğduğu yerdi. Kültürleri, yeniden dirilen Yunan medeniyetiyle Mısır ve Orta Doğu kültürlernden esintilerin birleşimiydi. İçte, Milet politikası gruplardan, kavgalardan ve kanlı devrimlerden oluşuyordu; Dışta, Lidyalılar ve Persler olmak üzere iki güçlü imparatorlukla komşuydular. Ancak bu şartlara rağmen Milet ticari olarak yenilmezdi. Üç limanı ve kolonileri ile Milet “İyonya'nın mücevheriydi”. Sadece doğu imparatorluklarıyla değil Mısırla da ticaret yaptılar; Trakya'da ve Karadeniz kıyılarında birçok koloni kurdular; Güney İtalya'daki Sibaris ile bağlantıları vardı. Miletus Thales, Anaximandros ve Anaximenes'in, ilk üç filozofun doğum yeriydi.
Büyük medeniyetler olan Mısır, mezopotamya ve Anadolu medeniyetleriyle bağlantısı olması ile Akdeniz ve üç kıta ile geniş bir malzeme ve fikir alışverişi imkanı olan Milet, bu entelektüel devrimin doğuşu için oldukça uygun bir yerdi.
Bu zamana kadar (MÖ 6.yüzyıl) Yunanlar ve onlardan önceki birçok imparatorluk, ünlü iki Yunan şair Homeros ve Hesiodos'un yapıtlarında açıkça görülebileceği üzere, olayları ilahi varlıkların doğaüstü girişimlerinin ürünü olarak açıkladılar. Bu, doğal ve mantıksal düşünmenin girişiyle Miletli Sokrates öncesi filozoflar, Olimposlu insan biçimli tanrılar inanışı yerine gelişmiş ve mantıksal bir teoloji üretmeye çalıştılar. Ama bu yeni teolojinin dinle pek alakası yoktu; ve tanrıların geleneksel özelliklerinin çoğunu kaldırdılar, örneğin artık yıldırım öfkeli Zeus'un gürleyişi değildi veya Poseidon fırtınalar oluşturmuyordu. Bu yeni yaklaşımın geleneksel hikâyeye doğrudan bağlı kalmamasıyla birlikte filozoflar, mitlerdeki açıklamaları umursamadan kendi açıklamalarını ürettiler. Bu açıklamalar geleneksel değil, mantıksaldı. Yaklaşımları, doğal süreçleri doğaüstü güçlerin yönettiği görüşünü kabul etmiyordu, onun yerine ilahi eylemleri Physis denen doğa yasaları olarak tanımladılar. Bu değişim onları ateist yapmazdı.
Bu düşünce okulu üç Presokratik filozofun felsefelerinden oluşur: Thales, Anaximandros ve Anaksimenes. İlk filozoflar olarak bilinen bu filozofların hepsi Yunan şehir devleti Milet'te doğdu. Felsefeleri İyon Entelektüel Devrimini başlatan şeydir.
Aristoteles'e göre Miletli Thales "Doğa felsefesinin kurucusuydu." Felsefenin kurucusu olarak kabul edilse de felsefesi ve kendisi hakkında bildiklerimiz tartışmalıdır çünkü hiçbir yazı bırakmamıştır. Devlet adamları ve şairler grubu olan Yedi Bilge'nin arasından bilim insanı ve filozof olarak tanınabilecek tek kişiydi. Thales politik öğütveren, filozof, bilim insanı, matematikçi ve mühendis olarak tanınır. Yaşamı boyunca Mısır, Fenike ve Babil gibi akdeniz ülkelerini ziyaret ettiği ve oralarda öğrenim yaptığı iddia edilir. Thales'in ayrıca geometriyi -Mısır'da öğrenmiş olabilecek olsa da- bulduğu ve yıldızları gözlemlediği de iddia edilir. Thales ayrıca Arkhe denilen her şeyin ilk nedeni ve kaynağını aramıştır. Arkhenin su olduğunu düşünüyordu, bu düşüncesi tüm canlıların hayatının bir şekilde suya bağlandığını ve sudan doğduğu gözlemine dayanır. Dünyanın görünürdeki sabitliği bütün doğa filozofların bir açıklaması olması gereken bir fenomendi ve Thalese göre bu sabitliğin sebebi Dünyanın suyun üzerinde durduğuydu
Anaksimandros, Thales'in bir öğrencisiydi. Bazı tarihçiler Yunan Felsefesini ve yani İyonya Aydınlanmasını Anaksimandros'la başlatır çünkü Thales yazılı bir eser bırakmamıştır. Thales'in yaptığı gibi, o da arkhenin ne olduğu hakkındaki kendi görüşünü belirtti . Ona göre arkhe "sınırsızlık" (apeiron) dı. Açıkladığı sınırsızlık su veya diğer elementler gibi değildi. "Sınırsız" prensibine göre eğer kütle bir yerde ise her yerdeydi; aynı zamanda, eğer boş uzay sınırsızsa beden de sınırsız olmalıydı. Anaksimandros ayrıca güneş, ay ve yıldıızların uzaklıkları gibi astronomik fenomenler ve dünyadaki canlıların gelişimi hakkında teoriler üretti. Yerleşilmemiş yerlerin haritasını bir tablete çizmeyi deneyen ilk kişiydi ve Miletli bir gezginin yardımıyla bu tablet daha kesin oldu. Tayatı boyunca deniz, rüzgar, fırtına, yıldırım ve gök gürültüsünün varlıkları hakkında açıklamalar yaptı ve biyoloji ile uğraştı.
Anaksimenes, Anaksimandros'un bir öğrencisiydi. Anaksimandros'un kozmoloji görüşünü aldığından Milet okulundaki üç filozof içinden genelde en önemsizi olarak görülü. Ondan öncekiler gibi Arkhe görüşü havaydı (aer). Büyük felsefi gelişimi ise bu aer'in çeşitli parçalarına dönüşmesini açık ve tanımlı bir mekanizmayla ortaya koymasıydı, böylece arkhe ile dünyayı bağlamış oldu.
Anaksimenes'in değişim kuramı havanın her şeyin kaynağı olduğunu söyler; yoğunluğuna göre dizilmiş olan (1) ateş, (2) hava (3) rüzgar (4) bulut, (5) su, (6) toprak, (7) taş olarak elementler veya basit maddeler dizisi vardır; ve bunların yoğunlaşma süreci de keçeleme eylemiyle aynı özelliktedir.
Tarihçiler, erken Yunan filozoflarının MÖ 6.yüzyıldaki antik imparatorluklardan mı etkilendiklerini yoksa teori ve astroloji gibi diğer bilimleri ilk düşünenler olup olmadıklarını tartışmaya eğilimlidirler. Aşağıda İyonya Aydınlanmasının olası etkileyicileri verilmiştir:
Babilliler gökyüzüne dair engin bilgileriyle tanınırlardı. Tapınak Rahipleri, uğursuz olayları bildirmek ve tahmin etmek için gökyüzü hakkında ayrıntılı gözlemler yaptılar. Tutulma kayıtlarının MÖ 747 civarında yapıldığı bulunmuştur. Babiller ayrıca, güneş ve ayın hareketlerini izlemek için kullandıkları altmış sayıya dayanan karmaşık bir matematik sistemi geliştirdiler. Babil arşivleri, çivi yazısı tabletleri üzerinde çok sayıda matematiksel ve astronomik veri deposu içeriyordu. Thales'in öngördüğü, bu aydınlanma hareketini başlattığı düşünülen tutulma Babil tabletleri temel alınarak tahmin edilmiş olabilir.
Mısırlılar geniş aritmetik bilgisi ile tanınırlardı. Thales'in Mısır'dan bir “geometri” bilgisi getirmiş olması mümkündür. Yunanca sözcüğün anlamı "toprak ölçümü"dür ki bu da Mısırda karşılaşabileceği geometri bilimini çağırıştırmaktadır: pratik toprak dağıtımı. Mısırlılar, malzeme siparişi ve benzeri pratik soruları dayandıracak basit aritmetik bilgisine sahip katipler kullandılar. Yılı basit ama oldukça pratik olan 365 gün olarak kullandılar ve basit astronomik gözlemler yaptılar.