Şehzadebaşı Baskını | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
İstanbul'un İşgali | |||||||||
Şehzadebaşı'ndaki Mızıka Karakolu'nu basan İngiliz askerleri tarafından öldürülen bir Türk askeri. | |||||||||
| |||||||||
Taraflar | |||||||||
10. Kafkas Tümeni | Bir İngiliz müfrezesi | ||||||||
Kayıplar | |||||||||
4 ölü, 10 yaralı Osmanlı askeri |
Şehzadebaşı Baskını, 16 Mart 1920 sabahı saat 05.45’e karşı İstanbul’da bir İngiliz müfrezesinin Şehzadebaşı'nda 10. Kafkas Tümeni ve Mızıka Takımının koğuş olarak kullandığı binaya aniden girerek, yataklarında uyuyan Türk askerlerinin üzerine ateş açması olayıdır.
Dört Türk askerinin hayatını kaybetmesi, onunun yaralaması ile sonuçlanan bu baskın, İstanbul’un işgalinin en ibret verici olaylarından biri olarak tarihe geçmiştir.[1] Baskının İstanbul halkına dehşet havası vermek için yapıldığı düşünülür. Karakol Cemiyeti kurucularından olan tümen komutanı Kemalettin Sami Bey’i alıkoymak için yapılmış olması da muhtemeldir.[2]
13 Kasım 1918’de İtilaf güçleri tarafından işgal edilen İstanbul, şehirdeki yüksek müttefik komiserlerinin aldığı kararlar uyarınca 16 Mart 1920 sabahı ikinci kez işgal edildi. İşgalin resmi başlama saati 10.00 idi ancak şehrin çeşitli semt ve mahallerinde baskın ve tutuklamalar gece yarısı başladı.
Basılmasına karar veriler yerlerden birisi Şehzadebaşı’ndaki 10. Kafkas Tümeni Karargâhı idi.
Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından birkaç gün önce 10. Kafkas Tümeni İstanbul’a gelmiş, tümene bağlı birlikler şehrin çeşitli semtlerine; tümen karargâhı şubeleriyle birlikte Şehzadebaşı’ndaki Letafet Apartmanı’na; tümen karargâhı ve tümene bağlı mızıka takımının askerleri ise, bu apartmanın karşı köşesindeki iki katlı harap ve ahşap binaya yerleştirilmişti.[1]
İngilizler 16 Mart 1920 sabahı saat 5.45’te, Şehzadebaşı Direklerarası’nda 10. Kafkas Tümen Karargâhı’nın bulunduğu caddeye iki yük otomobili ile geldi. Otomobillerden biri Saraçhane’ye gidip gözetleme yaparken diğer otomobilden karargâh önünde inen 50-60 askerlik karma bir İngiliz müfrezesi kapıda nöbet bekleyen askere saldırdıktan sonra yardım için gelen nöbeti onbaşıyı yaraladı; arkasından koğuşa giderek henüz uykuda bulunan ve o sırada yataklarından kalkmak isteyenlerin üzerine ateş açtılar. Bu arada üst kat koğuşlarda kalan Karargâh Mızıka efradını koridora çıkarıp iki sıra halinde dizen İngiliz subay hiçbir direnme göstermeyen silahsız bu efrad için ateş emri verdi.[1][3][4][5][6][7][8]
Baskın sırasında karargahta bulunan 61 Türk askerinden dördü hayatını kaybetti, 10 asker yaralandı, 1 asker kayboldu. Yaralı erlerden biri (Ödemişli Er Halil oğlu Osman) yolda öldü.[9][10]
Baskının nedenlerinden birinin 10. Kafkas Tümen Kumandanı Yarbay Kemaleddin Sami Bey’i tutuklamak olduğu düşünülür. Ancak baskın sırasında kumandan karargahta değildi.
Baskın sırasında hayatını kaybeden dört askerin adları şöyledir;[11][12]
Baskında ölen askerlerden üçü Eyüp’te Bahariye yolu üzerindeki mezarlığa törensiz ve gösterişsiz biçimde defnedilmiş, mezartaşları Türk Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasından sonra dikilmiş; 1947’de de Edirnekapı Şehitliği’ne nakledilerek buradaki Sakızağacı Şehitliği’ne gömülmüşlerdir.[1] Gazeteci Galip Kemali Bey, öldürülen askerlerden Kadiroğlu Ömer Osman’ın İplikhane Hastanesi karşısındaki siviller arasında defnedildiğine dair bilgi vermiştir; yaralıyken yolda hayatını kaybeden Ödemişli Er Halil oğlu Osman’ın defnedildiği yer ve baskında yaralanan diğer dokuz askerden hayatını kaybeden olup olmadığı bilinmiyor.[1]