Devrimci İşçi Partisi | |
---|---|
Kısaltma | DİP |
Genel başkan | Sungur Savran |
Kuruluş tarihi | 23 Haziran 2007 |
Önceli | İşçi Mücadelesi |
Merkez | Ankara |
Gazete(ler) | Gerçek Gazetesi, Devrimci Marksizm |
Üyelik (2024) | 49[1] |
İdeoloji | Troçkizm Komünizm Sosyalizm |
Siyasi pozisyon | Aşırı sol |
Uluslararası üyelik | CRFI |
Resmî renkler | Kırmızı ve sarı |
İnternet sitesi | |
Makale serilerinden |
Troçkizm |
---|
Komünizm Portalı |
Devrimci İşçi Partisi, Haziran 2007'de İşçi Mücadelesi adlı Marksist gazetenin çağrısıyla kuruluşuna başlanan, Şubat 2011'de yapılan kongresiyle kuruluşunu tamamlayan, Türkiye'de faaliyet gösteren bir siyasi partidir.
Kendisini "Devrimci Marksist" olarak tanımlayan DİP, Dördüncü Enternasyonal'in Yeniden Kuruluş Koordinasyonu (CRFI) içinde, "işçi sınıfının dünya partisinin inşası" için de çalışmalar yapmaktadır.
DİP, işçi sınıfını devrimci uzlaşmaz talepler etrafında harekete geçirip kapitalist sistemi yıkmayı, kapitalist devletin tüm organlarının yerine sosyalist işçi iktidarını kurmayı hedefler.[2]
Devrimci İşçi Partisi, Marksizmi Türkiye topraklarında kökleştirmeyi, partiyi işçi sınıfının mücadeleci unsurlarıyla inşa etmeyi hedefler. Bu hedefe göre Bolşevik-Leninist tipte bir parti örgütlenmesini hedefler. Bu örgütlenme biçimi, kadrolara dayanan üyelikten önce aday üye ve sempatizan gibi biçimlerin var olduğu demokratik merkeziyetçilik temelinde bir modeldir. DİP'in çalışma tarzını ve örgütsel yaşamını belirleyen temel ilke demokratik merkeziyetçiliktir. Demokratik merkeziyetçilik ilkesi çerçevesinde tüm parti üyeleri parti politikalarının belirlenmesine katılma hakkına ve sorumluluğuna sahiptir.[3]
Parti; İstanbul, Antalya, İzmir, Bursa, Ankara, Adana, Tekirdağ, Eskişehir başta olmak üzere birçok şehirde ve işçi havzasında örgütlenme faaliyeti sürdürmektedir. Eğitim, turizm, belediye, metal, bankacılık gibi sektörler içerisinde örgütlenmesi mevcuttur.[kaynak belirtilmeli]
Parti, burjuva düzeniyle uzlaşmayacak bir devrimci programı bütünüyle içine sindirmiş olmakla birlikte, soyut bir devrim ve sosyalizm propagandası ile yetinmek yerine, bütün mücadelelerde ve siyasi konjonktürlerde kitlelerin bir adım önünde yürümeyi ifade etmektedir. Bu faaliyeti sırasında, en somut ve güncel talepler ile işçilerin iktidarı arasında bir köprü oluşturan geçiş programı yöntemini uygulayacaktır.[4] Buna göre DİP, sürekli devrim stratejisini programatik olarak kabul eder. Stalinizmin Marksist devrim teorisi yerine ikame ettiği sınıf ittifaklarına ve ara formlara dayanan aşamacı devrim teorisini eleştirir ve reddeder.[5]
DİP'e göre emperyalizm, insanlığı barbarca bir savaş yoluna, hatta olası bir Üçüncü Dünya Savaşı'na sürüklemektedir. Buna karşı etkili tek yöntem, emperyalizmin ardındaki gerçek dinamikleri, yani kapitalist tekellerin dünyayı paylaşma ve yağmalama dürtüsünü ortadan kaldırmaktır. Parti, emperyalizmin başta Orta Doğu olmak üzere dünyanın birçok yerinde başvurduğu işgal ve katliam politikalarına karşı şiarı Sürekli savaşa karşı, sürekli devrimdir.[6]
Sadece Türkiye'de değil dünya çapında sosyalist devrimin zaferi için enternasyonalist bir tarzda ve ulusal partilere paralel olarak inşa edilecek bir dünya partisi içinde mücadele eder. Programı, sosyalist dünya devrimi olarak özetlenebilir.[4][7]
İşçi sınıfının bağımsız sınıf politikasını ön plana çıkartan DİP'in özgün politikalarından birisi, burjuvazinin islamcı ve batıcı-laik olarak iki kanada ayrılmış olduğu [8][9] ve Ergenekon [10][11] davası başta olmak üzere birçok politik olayın bu olguyla açıklanabileceği iddiasıdır. DİP, işçileri ve ezilenleri bu iki kampa dahil olmak yerine, kendi politikalarını savunabilecekleri bir üçüncü cephenin inşa edilmesi gerektiğini savunur. Üçüncü Cephe,[12][13] Türkiye işçi sınıfıyla mücadeleci Kürt halkının ittifakına dayanacaktır. Son dönemde, BDP'nin başını çektiği ve sosyalist örgütlerin de dahil olduğu Demokrasi ve Özgürlük Blokunun [14][15] devamı olan Halkların Demokratik Kongresine katılmamıştır.[16]
DİP Tunuslu Muhammed Bouazizi'nin bedenini tutuşturmasıyla başlayan Arap devrimlerini desteklemiştir. Mısır ve Tunus'ta yoksul ve proleter kitlelerin başkaldırısını hareketin içerisindeki çelişkili durumlara da dikkat çekerek selamlamıştır.[17] Ancak Libya'da başlayan isyan hareketi hakkında ilk günden beri mesafeli durmuş, Libyalı isyancıların emperyalizmle işbirliğine dikkat çekmiş ve NATO güçlerinin Libya işgaline karşı durmuştur.[18]
Kürt sorunu konusunda "Kürdistan'ın dört ülke tarafından sömürüldüğünü" iddia eder, Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkını savunur.[19] Kürt sorununda Kürt hareketine eleştirel destek, Kürt halkının eylemlerine ve taleplerine ise koşulsuz destek sunar. Arap, Kürt, Türk, Yahudi, İranlı emekçilerin özgürce ve gönüllü birliktelik temelinde yaşayabileceği, Ortadoğu Sosyalist Federasyonu'nu savunur.[20]
Kadın sorununda, kadınların kapitalizmle iç içe geçmiş erkek egemen sistem tarafından ezildiğini, emekçi kadınların kadın mücadelesinde en ön safta olmasını savunur. Kadın sorunu için sloganı: "Kapitalizme ve erkek egemenliğine karşı emekçi kadınlar en öne" olmuştur.[21]
DİP, üniversite ve liselerde de mücadele etmektedir. Üniversitelerde solun büyük bir bölümünün savunduğu "özerk-demokratik üniversite" yerine "Özgür Emekçiler Üniversitesi"ni savunur. Özerk üniversite modelinin içinde mali özerklik gibi, TÜSİAD'ın da savunduğu, üniversitelerin kendi yağında kavrulacağı bir özerklik talebini savunmaz. Çünkü özerklik, devletin üniversiteleri finanse etmesi yerine, sermayenin kendi ihtiyaçları çerçevesinde üniversiteleri ele geçirmesidir. Bunun yerine ancak işçi iktidarında var olabilecek Marksist "Özgür Emekçiler Üniversitesi" modeli, bir geçiş talebi olarak savunulur.[22]
Devrimci İşçi Partisi, tarihsel olarak Mustafa Suphi'nin kurduğu Komünist Enternasyonal üyesi Türkiye Komünist Partisi'nin devrimci ve enternasyonalist yolunda olduğunu iddia eder.[23] Organik olarak sırasıyla 11.Tez ve Sınıf Bilinci dergileri ile Patronsuz-Generalsiz- Bürokratsız Sosyalizm (PGB-S) ve İşçi Mücadelesi örgütlerini atası olarak kabul eder.