Daisy | |
Yönetmen | Andrew Lau |
---|---|
Yapımcı | Teddy Yung |
Yazar | Kwak Jae-yong Gordon Chan Felix Chong |
Oyuncular | Jun Ji-hyun Jung Woo-sung Lee Sung-jae |
Müzik | Shigeru Umebayashi/Chan Kwong Wing |
Görüntü yönetmeni | Andrew Lau |
Kurgu | Kim Sang-bum |
Stüdyo | iFilm Basic Pictures |
Dağıtıcı | Showbox (Güney Kore) Edko Films (Hong Kong) |
Çıkış tarih(ler)i | 9 Mart 2006 (Güney Kore) 13 Nisan 2006 (Hong Kong) |
Süre | 110 dakika |
Ülke | Güney Kore Hong Kong |
Dil | Korece |
Bütçe | 10 milyon dolar[1] |
Hasılat | 10 milyon dolar[2] |
Papatya (Korece: 데이지; romanize: Deiji, İngilizce uluslararası adı: Daisy), Hong Konglu Andrew Lau'nun yönettiği 2006 yapımı filmdir.[3] Papatya, genç ressam Hye-young'un (Jun Ji-hyun), Interpol dedektifi Jeong Woo'nun (Lee Sung-jae) ve kiralık katil Park Yi'nin (Jung Woo-sung) hikâyesini konu alıyor. Papatya'nın iki versiyonu bulunmakta: Asya versiyonu ve uluslararası versiyonu
Hye-young (Jun Ji-hyun), 30 euroya bir meydanda insanların portrelerini çizerek hayatını kazanan bir ressamdır. Park Yi (Jung Woo-sung), uzaklardan Hye-young'u izleyen ve ona aşık olan profesyonel kiralık katildir.
Bir gün Hye-young küçük bir kanalın üstündeki kütükten geçerken kanala düşer ve resim araç gereçlerinin bulunduğu çantasını kaybeder. Onu uzaktan izleyen Park Yi, hemen onu kurtarmaya koşar ama oraya vardığında Hye-young gitmiştir. Park Yi, Hye-young'un kaybettiği çantayı bulur ve kütüğün yerine ahşap köprü inşa ettikten sonra çantayı oraya asar. Resim yapmaya tekrar geldiğinde Hye-young, yeni köprüyü görünce şaşırır. Kayıp çantasını köprünün ortasında asılı bulduğunda heyecanlanır. Dağ manzarası resmini bitirir ve ve teşekkür jesti olarak köprüye resmini bırakır.
O günden itibaren Hye-young'a her gün saat 16:15'te papatya gelmeye başlar. Park Yi, yaptığı işten dolayı Hye-young'a zarar gelir endişesiyle ona yaklaşmaya korkar ve belli bir mesafeyi korur.
Interpol dedektifi Jeong Woo (Lee Sung-jae), uyuşturucu çetesi ile ilgili bir dava üzerinde çalışmaktadır. Bir gün uyuşturucu tacirlerinin faaliyetlerini takip ederken Hye-young ve onun portre standıyla karşılaşır. Kalabalığı şüphe çekmeden gözlemleyebilmek için Hye-young'tan portresini yapmasını ister ve bu durum birkaç gün devam eder.
Bu arada Hye-young, papatya çiçeklerini gönderenin Jeong Woo olduğunu zanneder ve anında ona aşık olur. Jeong Woo da kimliğini ifşa etme korkusuyla gerçeği gizler.
Hye-young ve Jeong Woo'yu sürekli uzaktan izleyen Park Yi, tabancalarıyla onlara doğru ilerleyen birkaç gangster fark eder. Park Yi hemen silahını alır ve gangsterlere ateş etmeye başlar. Jeong Woo'yu gangsterin hedefi olmaktan kurtarmak için omzundan vurur. Hye-young, Jeong Woo'yu korumaya çalışırken bir gangsterin kurşunuyla boynundan vurulur ve bu nedenle konuşma yetisini kaybeder. Jeong Woo, tüm bu yaşananlardan kendini sorumlu tuttuğu için suçluluk duygusunun altında ezilir.
Jeong Woo, Kore'ye geri gönderilir ve geride yalnız ve kalbi kırık Hye-young'u bırakır. Park Yi, Hye-young'un durumuna dayanamaz. Ona kendini gösterir ve ona yaklaşmaya başlar. Hye-young, Jeong Woo'ya hala aşıktır ve onu unutamamaktadır.
Bir yıl sonra, Jeong Woo Hollanda'ya geri döner ve Hye-young'un kapısında belirir. Yaşananlar için özür diler ve Hye-young'u gözyaşları içinde bırakır. Bu arada, tüm bu yaşananların gerisindeki olayı çözmek isteyen Jeong Woo'nun patronu, Jeong Woo'ya çete üyelerini uzaktan vuran adamı yakalamasını söyler. Araştırmalar sonucu tetikçi olan Park Yi'nin kimliğini belirlerler ve bir tuzak kurarlar.
Jeong Woo'nun patronu Jeong Woo ile birlikte bir plan yapar ve tuzak kurmak için Park Yi'nin kendi çetesine gider ve Jeong Woo'yu öldürmesi için Park Yi'yi tutar. Jeong Woo, birçok gizli polisin olduğu bir yere arabasıyla gelir. Jeong Woo, Park Yi'yi Hye-young'dan özür dilemeye gittiğinde görmüştür ve onu tanır. Park Yi, Jeong Woo'nun yanına gider ve onunla özel olarak konuşmak istediğini söyler. Jeong Woo, bir arkadaşıyla konuşacağını söyleyerek tüm polisleri oyalar ve Park Yi'nin arabasına binip başka bir yere giderler. Jeong Woo daha sonra başından vurulmuş halde bulunur. (Park Yi tetikçi olduğunu ama onu öldürmeyeceğini Jeong Woo'ya söylemiştir. Ancak başka bir tetikçi Jeong Woo'yu öldürmüştür.)
Jeong Woo'nun patronu, Jeong Woo'nun cenazesinde Hye-young'a katil hakkında ipuçları verir. Hye-young, katilin Park Yi olduğunu düşünür. Hye-young, Park Yi'yi silah doğrultur, ancak tetiği çekemez çünkü Park-Yi'nin verdiği içine ilaç katılmış çay nedeniyle bayılır.
Jeong Woo'nun patronu, Park Yi'yi yakalayabilmek için aynı çeteden tekrar kiralık katil olarak Park Yi'yi tutar. Bu sefer hedef olarak kendisini gösterir. Hye-young, Jeong Woo'nun bıraktığı notla papatyaları kendisine gönderenin Jeong Woo olduğunu anlar. Jeong Woo'nun patronunu öldürmeye giden Park Yi'nin önüne Hye-young çıkar ve ona durmasını söyler. Jeong Woo'yu öldüren tetikçi uzaktan bu sefer de Park Yi'ye ateş eder ancak tetikçiyi fark eden Hye-young kurşunun önüne atlar ve ölür.
Park Yi intikamını tüm çeteyi öldürerek alır. Patronu Başkan Cho ile Meksika açmazı durumunda kalır ve ikisi de birbirine ateş eder. Park Yi daha sonra tökezleyerek binadan çıkar ve sokakta topallayarak ilerlemeye başlar.
Filmin sonunda Park Yi, Jeong Woo ve Hye-young'u kalabalığın arasında yağmurun dinmesini beklerken görürüz. Birbirlerini fark eder ve gülümserler.
Filmin tamamı Hollanda'da, çoğunlukla Amsterdam, Haarlem ve Epen şehirlerinde çekildi.