Rüştü Erdelhun

Rüştü Erdelhun
1330-B.TOP.10
DoğumMustafa Rüşdü
1894
Edirne, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm9 Kasım 1983 (88-89 yaşında)
İstanbul, Türkiye
Defin yeriCebeci Asri Mezarlığı, Ankara
Bağlılığı Osmanlı (1914-1921)
 Türkiye (1921-1960)
Hizmet yılları1914-1960
Rütbesi Orgeneral
Komutası15. Tugay, 18. Kolordu, Genelkurmay II. Başkanı, 2. Ordu, Türk Kara Kuvvetleri
Çatışma/savaşlarıI. Dünya Savaşı, Türk Kurtuluş Savaşı
ÖdülleriKırmızı şeritli İstiklâl Madalyası

Mustafa Rüştü Erdelhun (1894, Edirne, Osmanlı İmparatorluğu - 9 Kasım 1983, İstanbul, Türkiye) Türk asker. Türk Silahlı Kuvvetlerinin 10. Genelkurmay Başkanı.

Annesi ve babası Romanya'da doğdu. Ailesi Trakya'ya göç edince 1894 yılında Edirne'de dünyaya geldi.

Askerlik Kariyeri

[değiştir | kaynağı değiştir]

İlk olarak Edirne Lisesi'nden mezun olduktan sonra 1914 yılında Topçu Asteğmen rütbesi ile Harp Okulu'nu bitirdi. Topçu Birliklerinde Batarya Takım Komutanlığı ve Yaverlik görevlerinde bulundu. 1917 yılında I. Dünya Savaşı sırasında Kafkas Cephesi'nde savaştı. İzmir Silah Komisyonu'nda görevli iken 2 Nisan 1921 tarihinde Anadolu'ya geçerek Türk Kurtuluş Savaşı'na katıldı. Savaştaki başarılarından ötürü Kırmızı şeritli İstiklâl Madalyası ile taltif edildi. 1923 yılında girdiği Harp Akademisi'ni 1926 yılında bitirerek kurmay subay oldu. 1945 yılına kadar çeşitli karargâh ve birlikler ile Tokyo, Roma ve Londra Askeri Ataşelikleri'nde görev yaptı.

1945 yılında tuğgeneral, 1947 yılında tümgeneral, 1952 yılında korgeneral ve 1956 yılında orgeneral rütbesine terfi etti. Tuğgeneral rütbesi ile 15. Tugay Komutanlığı ve Genelkurmay Eğitim Yarbaşkanlığı, tümgeneral rütbesi ile Genelkurmay Eğitim Daire Başkanlığı, 6. ve 51. Tümen Komutanlığı, MSB İstanbul Tetkik Kurulu Üyeliği, Korgeneral rütbesi ile Tokyo İrtibat Heyeti Başkanlığı, 18. Kolordu Komutanlığı ve Genelkurmay II. Başkanlığı görevlerinde bulundu. Orgeneral rütbesinde 2. Ordu Komutanı iken, 1 Ağustos 1958 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atandı. 23 Ağustos 1958 tarihinde atandığı Genelkurmay Başkanlığı görevinden 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra 3 Haziran 1960 tarihinde emekliye sevk edildi.

27 Mayıs Dönemi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Genelkurmay Başkanlığını yürüttüğü sırada askerlerin siyasete karışmasına ve askerî cuntalara karşı çıkması ile, toplumdaki sosyal ve politik endişeler, anayasa ihlali gibi konulardan rahatsızlık duyan düşük rütbeli silahlı kuvvetler üyelerine karşıt olarak, bu konularda hükûmet yanlısı tutumuyla tanındı. Komuta kademesindeki çoğu komutan tarafından da paylaşılan bu tutumun, özellikle bazı genç subaylar arasında yayılmakta olan huzursuzluğu hızlandırıcı bir etkisi oldu.[kaynak belirtilmeli]Silahlı kuvvetler içinde gelişen darbeci eğilimler, DP iktidarı kadar silahlı kuvvetlerin komuta kademelerine de yönelikti.

Mayıs 1960 yılında darbe hazırlığı istihbaratını alan Erdelhun, Ankara dışından takviye kuvvet getirilmesini emreder. Ancak cuntacı ekip, Genelkurmay Başkanı'nın bu hamlesini Millî Savunma Bakanı Etem Menderes vasıtasıyla boşa çıkarır. Paşa'ya göre, 'takviye kuvvet rahatsızlık oluşturur' fikrine Millî Savunma Bakanı aracılığıyla Başbakan Adnan Menderes kandırılır. Bunun üzerine Erdelhun Paşa, darbeyi önlemek amacıyla 27 Mayıs'tan bir gün önce cuntacıların da aralarında olduğu subayları Genelkurmay Karargahı'nda toplar. Erdelhun burada şu konuşmayı yapar:

"1912'de Balkan Harbi'nde Silahlı Kuvvetler İttihatçı ve İtilafçı diye ikiye bölündü. Emir komuta ve idarenin muhal olması neticesinde Osmanlı İmparatorluğu parçalandı. Bütün bu misaller askerlerin mesleklerinden gayri bilmedikleri ve rejimin kendilerine vermediği hakları zorla alarak ya aşırı milliyetperverlik ya da birden, sıfırdan yüze çıkabilmek için yaptıkları hareketlerdir. Anayasa iç hizmet kanunu ile silahlı kuvvetler, millet iradesi yetkisine verilmiştir. Parlamento ve onun icra ettiği hükûmetin elindeki bir kuvvettir. Demokratik rejimlerde parlamento ve hükûmet, milletin seçimi ile meydana gelir. Partiler içerisinde en çok rey alan iktidara geçer. Bugün Demokrat Parti iktidardır. Silahlı Kuvvetler parti diye değil, seçimle gelmiş bir iktidar hükûmetinin emrindedir. Yarın seçimleri Halk Partisi kazanırsa ordu onun başkanına da itaat etmeye ve emirlerini yapmaya mecburdur. Seçimle gelen hangi iktidar veya partinin herhangi bir kusuru olursa onu millet takdir eder. Ve seçmez, düşürür. Kulağıma gelen bazı haberlere göre Ankara'da 60 kadar subay Sayın Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nü ve Millet Meclisi'ni basarak istifalarını isteyecekmiş. Bugün Türkiye'nin en değerli malı Silahlı Kuvvetler'dir. Bunun diğer maddi ve fiziki kıymetlerinden başka hassaten itaatkârlığı, hükûmet ve milletime; kanunlarına riayeti sayesinde malıdır. (Silahlı Kuvvetler'de) Kıta ile veya kıtasız, cüzi ve külli yapılacak böyle bir hareket, yukarıda Türkiye için değerli mal olarak ifade ettiğim biricik kıymetli silahlı kuvvetlerin bu değerini gaip etmesiyle (kaybetmesiyle) neticelenir. Sonra, demokrasiye ve seçime bir darbe olacak böyle bir hareketin milletin büyük ekseriyetince tutulmayacağından neticesi hüsran olur. 1941'de İkinci Dünya Harbi'nde Japonlar, Amerikalılar'la anlaşmaya çalışırken silahlı kuvvetlerin tazyiki ile Pearl Harbor Baskını yapılarak Amerika ile harbe tutuşmuş ve neticesinde mağlup olup kayıtsız şartsız teslim olmuşlardır. Yunan Silahlı Kuvvetleri'nin Geminis hükûmetine müdahalesi neticesinde İstiklal harbinde mağlup olmuşlardır. İtalyan ordusunun Mussolini ile faşizme kayması neticesinde silahlı kuvvetler siyasete girmiştir. 1935'te Japonya Silahlı Kuvvetleri bütçesinin zayıf tutularak gerekli askerî silah ve malzeme teçhizatının temin edilmemesi nedeniyle maliye bakanını öldürmeleri neticesi, Japonya'nın mali buhranlara uğramasına neden olmuştur."

Erdelhun, bu konuşmadan yalnızca 12 saat sonra 27 Mayıs günü gece saat 3'te tutuklanarak Harp Okulu'na götürülür. Ancak aynı gün Erdelhun'a cuntacı subaylar tarafından "Cuntanın lideri ol" teklifi yapılır. O gün aldığı teklifi Erdelhun notlarında şöyle anlatır:

"27 Mayıs günü öğleye kadar bazı subaylar gelerek bu hareketin (27 Mayıs Darbesi) benim tarafımdan yapılmasının beklendiğini ilettiler. Fakat benim körü körüne hükûmete bağlılığımın bu neticeyi verdiğini, kendime yazık ettiğimi iki saat içinde her şeyin olup bittiğini söylediler. Pek sevdiğim ve takdir ettiğim sınıf arkadaşım emekli bir korgeneral de 15-20 kadar subayla birlikte benim radyoya giderek beyanat vermemi, ihtilalcilere iltihakımı ve bu işin başına geçmemi teklif etti. Bu ilgisine teşekkür ettim, fakat 15-20 saat evvel, yani dün Genelkurmay'da ihtilal aleyhine konuştuğumu ve böyle bir hareketi asla tasvip etmediğimi söylediğimi ve hâlen mevkuf olup, ne sıfatta olduğumu bile bilmediğimi, hayatım pahasına da olsa böyle bir dönekliğin kabil olmayacağını söyledim ve reddettim"

Bunun üzerine Yassıada Mahkemesinde yargılandı ve idama mahkûm edildi. Cezası daha sonra ömür boyu hapse çevrildi. Bu cezası da, 1964 yılında Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tarafından affedildi. Kayseri Cezaevi'nde iken ailesine yazdığı mektuplarda "Çok şükür ki görev yaptığım süre içerisinde orduyu siyasete karıştırmadım. Bizim hakkımızda tarih karar verecek." demiştir.

9 Kasım 1983 günü 89 yaşındayken İstanbul, Kabataş'ta vefat etti. İngilizce, Fransızca, Japonca, Almanca, Arapça ve Rusça ve Osmanlıca biliyordu. Vasfiye Erdelhun ile evliydi ve çocuğu olmadı.

Askerî görevi
Önce gelen:
Portekiz J.A. Beleza Ferras
NATO Askerî Komite Başkanı
23 Şubat 1960 - 3 Haziran 1960
Sonra gelen:
Birleşik Krallık Louis Mountbatten
Önce gelen:
Feyzi Mengüç
TSK Genelkurmay Başkanı
23 Ağustos 1958 - 27 Mayıs 1960
Sonra gelen:
Ragıp Gümüşpala
Önce gelen:
Necati Tacan
Türk Kara Kuvvetleri Komutanı
1 Ağustos 1958 - 21 Ağustos 1958
Sonra gelen:
Cemal Gürsel
Önce gelen:
Necati Tacan
2. Ordu Komutanı
14 Haziran 1956 - 1 Ağustos 1958
Sonra gelen:
Suat Kuyaş
Önce gelen:
Zekâi Okan
TSK Genelkurmay II. Başkanı
14 Eylül 1954 - 14 Haziran 1956
Sonra gelen:
Salih Coşkun